Borçlunun itiraz dilekçesinde davalı olarak gösterilen kişinin icra dosyasında alacaklı olarak gözüken şirketin temsilcisi olduğu, icra dosyasında alacaklının adı geçen şirket olduğu, bu durumda, incelemeye konu takip dosyasında alacaklı tarafın belli olduğu ve yanlışlıkla temsilcisinin davacı gösterilmesi maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı bulunmadığından, alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yaparak bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
İtirazın kaldırılması için sürenin itirazın tebliğ tarihinden başlaması gerekeceği-
Takibin durdurulmasının zamanaşımını kesmeyeceği,ancak, takibin durdurulmasına ilişkin karar tarihi ile bu kararın kaldırılıp icra dosyasında tekrar işlem yapma imkanının kazanıldığı tarihe kadar zamanaşımının duracağı-
Hakkında iflas kararı verilmiş olan şirkete karşı yapılmış olan icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında davalı konumundaki alacaklı itirazını def'i yolu ile ileri sürmediğine göre söz konusu davanın zamanaşımını kesemeyeceği-
Kambiyo senedi niteliğinde olan çekin, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkini ifade edip, bedelsizlik iddiası keşideci davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi defi olup davanın tarafları dışındaki iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden ödeme aracı olan çekin tedavül kabiliyetini ortadan kaldıracak ve davanın tarafları dışında üçüncü kişileri bağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceği, davaya konu çek hakkında üçüncü kişileri de bağlayacak şekilde ödemeden men ihtiyati tedbir talebinin yasal şartlarının bu sebeplerle oluşmadığı, temel ilişkinin tarafları yönünden; davacının, bu çekler karşılığında mal verilmediğini ve çeklerin davalı nezdinde bedelsiz kaldığını ispat etmesi gerektiği, dosyanın mevcut kapsamı itibariyle bu konuda yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden, tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminat ilamlarının infazı
Menfi tespit davalarında İİK'nun 72. maddesi uyarınca değerlendirme yapmak gerekiyor ise de, somut olay bakımından aralarında davalıların da bulunduğu sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkeme kararının kesinleştiği gözetildiğinde; davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı-
Daha önce borçlulara “ödeme emri” göndermiş olan alacaklının, bu borçlulara yeniden “ödeme emri” göndermesi halinde, borçlulara ikinci kez itiraz hakkı tanımış olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.