Takip konusu senet fotokopisinin arka yüzünde bulunan, senedin “sözleşme gereği düzenlendiği", "kimseye ciro etmemesi şartıyla teminat amaçlı bir senet olduğu şeklindeki ibareler karşısında, senedin "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığı, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği- Bono vasfında olmayan senede dayalı kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağı ve senet keşidecisi olan borçlu, itiraz dilekçesinde imza itirazı ile birlikte takibin İİK. mad. 170/a gereğince iptalini de istediğine göre, mahkemece re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği, ancak bu maddede tazminat öngörülmediğinden alacaklının %20 tazminat ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
İcra müdürlüğünün tebliğ usulsüzlüğünü kendiliğinden göz önüne alma görevi bulunmadığı, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunması halinde icra mahkemesince bu konuda karar verilebileceği-
İmza inkarında bulunmuş olan borçlunun imza inceleme-sine esas teşkil edecek şekilde,oturarak ve ayakta imza örnekleri alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Kısa kararda bulunan tazminata gerekçeli kararda hükmedilmediğinden, kısa karar ile gerekçeli karar arasında tazminat yönünden çelişki yaratıldığı, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu-
6 aydan 3 yıla çıkarılan çeklerdeki zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için çekin keşide tarihinin yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 03.02.2012’den sonraki bir tarih olarak düzenlenmesi gerekeceği-
Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılmasının, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulmasının, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesinin şart olduğu, o halde, mahkemece bilirkişi raporu ve ek rapordaki çelişkili tespitlerin giderilmesi için yeniden ehil bilirkişilerden oluşacak bir heyetten kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Bonodaki imzaların borçlu eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imza itirazı kabul edilen borçluya karşı başlattığı takipte ağır kusurlu sayılacağı, mahkemece, borçlu yararına tazminata ve ayrıca alacaklı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Bozma ilamı doğrultusunda, alacaklının ölüm tarihi, dosyadaki belgelerden tespit edilmiş ise de, ayrıntılı nüfus aile kayıt tablosu ve veraset belgesinin bulunmadığı, bu durumda, takip başlatan alacaklının ölümü nedeni ile hak ve fiil ehliyeti sona erdiğinden takip yapaan alacaklının takip ve dava ehliyetinin ve buna bağlı olarak da vekilin vekalet görevinin son bulduğu, vekilin, icra dosyası kapsamında, alacaklı mirasçılarının vekaletnamesini ibrazla takibe mirasçılar adına devam etmek istediğine dair bir beyanına da rastlanmadığı, aynı vekilin takibe alacaklı mirasçıları adına devam edebilmesi ve icra işlemi yapabilmesi için mirasçıların vekaletnamesini sunması gerektiği yönünde bozma kararı verildiği, mahkemece, bozma ilâmına uyma kararı verilerek duruşma açıldığı ve şikayete konu hacizlerin kaldırıldığı, dolayısıyla davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüşse de, mahkemece, alacaklı vekiline, alacaklının mirasçılarını gösteren veraset belgesi ile takibe mirasçılar adına devam için mirasçıların vekaletnamelerini sunması ve icra dosyasında gereken işlemleri yapmak üzere süre verilmesi, ayrıca kefalet tarihi itibarı ile TBK'nun 584. maddesinin henüz yürürlükte olmaması nedeniyle 2006 yılı itibarı ile geçerli bir kefalet bulunduğunun da değerlendirilmesi ile oluşacak duruma göre sonuca gidilmesi gerektiği-
Ceza mahkemesinde takip konusu senetle ilgili olarak alacaklı hakkında “sahtecilik davası” açılmış olması ve borçlu tarafından bu ceza davasına müdahale edilip senedin iptalinin istenmiş olması halinde, senedin dava sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme konu yapılamayacağı–
Yetki itirazının kabulüne ilişkin mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre geçmeden, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin başvuruda bulunulduğundan ve yetkili icra müdürlüğündeki takip dosyası yetkisiz icra dairesindeki takibin devamı niteliğinde olduğundan, mahkemece takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.