İmzaya itirazın kabulü halinde takip duracağından, borçlu tarafından takibe konu imzaya itiraz edilen senet hakkında takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken talep aşılarak senet hakkında takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Bir «kişisel def’i» olan «ödeme def’i»nin, lehtarla -senet bedelini ödeyen-borçlu arasındaki ödeme ilişkisini bilebilecek durumda olan ve senedi ciro yoluyla ele geçirmiş olan takip alacaklısına karşı ileri sürülebileceği-
İİK.’ nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan bir dava olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe icra mahkemesine yapılan itiraza karşı açılmayacağı- Davacı ıslah ile dava sebebini veya talep sonucunu değiştirebileceğinden ve davacı itirazın iptali talebini alacak talebi olarak ıslah ettiğini bildirmiş olduğundan Bu durumda ıslah talep edilebileceğinden, mahkemece ıslah talebinin HMK 177 vd. maddelerine uygun olup olmadığı üzerinde durulup varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Çek tedavüle çıktıktan sonra ödenerek ilk cirantaya döndükten sonra tekrar tedavüle çıktığından ikinci tedavülden önceki ikinci cirantanın sorumluluğu açıklandığı üzere bulunmamakta, ancak keşideci, lehtar ciranta ve ilk ciranta ile takip alacaklısı hamil arasında sorumluluğun bulunduğu, zira ilk cirantanın çeki yeniden tedavüle sokmakla ikinci cirantaya ciro etmeden önceki durumuna döndüğü ve alacaklı tarafından ikinci ciranta hakkında takip yapılamayacağının kabulü gerekeceği, o halde, ilk derece mahkemesince re'sen İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekeceği- Takip dayanağı olan çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı iddiasının, keşideci tarafından ileri sürülmese dahi, çekin geçerliliği mutlak def’i mahiyetindeki bu iddiaya bağlı olduğundan muteriz borçlu (ciranta) tarafından alacaklı hamile karşı ileri sürülebileceği, mahkemece HMK'nun 266. maddesi uyarınca yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak, takibe dayanak çekin keşide tarihi altındaki imzanın, keşide yerinde mevcut keşideci imzası ile karşılaştırılıp aynı elin ürünü olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, paraf imzanın keşideciye ait olmadığı iddiasının şikayetçi borçlu tarafından ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi yollaması ile bonolar hakkında uygulanması gereken aynı Kanun'un 714. ve 730. maddeleri uyarınca, belirli bir günde veya düzenleme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesinin, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlı olduğu, alacaklı hamilin, anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin, lehtar ve cirantaları takip edemeyeceği, alacaklı hamilin, anılan madde koşullarında, senedi düzenleyene protesto keşide etmediği takdirde, lehtar-ciranta olan borçluya karşı müracaat hakkını kaybedeceği, İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince, icra mahkemesince, alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığı re'sen araştırılmak zorunda olduğu-
Somut olayda, alacaklının cevap dilekçesinde; davacı şirket yetkilisi olarak İ.' nin bilinmesi nedeniyle senede F.' ye imza attırmadıklarını beyan ettiği ve imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını kabul ettiğine göre, mahkemece imza incelemesi yapılmasının gerek olduğu- O halde, mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılmadan önce alacaklının bonolardaki imzaların borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki ikrar niteliğindeki beyanı göz önünde bulundurularak, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve imza incelemesi yapılmadan sonuca gidilmesi gerekirken; imza incelemesi yapılarak alacaklının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava konusu icra takibi kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olup, bu takipte çıkarılan ödeme emrinin tebliğinden yaklaşık 3 ay sonra yapılan haciz sırasında tutulan haciz tutanağındaki "borcu ödeyecek gücüm yoktur" beyanının borcun kabulü anlamına geldiğinin ve haciz tehdidi ile verilmiş bir beyan olmadığının kabulü gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kambiyo senedine mahsus yapılan takipte sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte yetki itirazında bulunduğu, bu itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında borca itiraz mahiyetinde olduğu-
“Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takip”te, her türlü itiraz ve şikayetlerin beş gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerekeceği, ”senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı”na ilişkin itirazın icra mahkemesine bildirilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.