23.07.2008 tarihli sözleşme kapsamında verilmiş teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptaline karar verilmişse de, dilekçe ekindeki sözleşmenin tarihinin 23.07.2008 , takibe dayanak bononun keşide tarihinin ise -sözleşme tarihinden farklı olarak- 26.06.2009 olduğu, ayrıca sözleşmede teminat senedi verileceği şeklinde genel bir ifade belirtilmiş olmasına karşın miktarı ve tarihi belli bir senet yazılmadığı gibi senette de neyin teminatı olduğuna ilişkin bir kaydın da olmadığı görüldüğünden, 23.07.2008 tarihli sözleşme kapsamında verilmiş teminat senedinin, takibe konu bono olduğunun kabul edilemeyeceği-
İstinaf başvurusunda bulunanın yalnızca takip borçlularından ......... olduğu sabit olduğu üzere sadece bu borçlu yönünden hüküm kurulması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince “2” numaralı bentte “takibin iptaline” şeklinde karar tesis edilmesi isabetsiz olup, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlu adına atılan imzanın aidiyeti hususunda alınan her iki raporun da kesin kanaat içermemesi ve dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmaması halinde, mahkemece usulünce yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun vekili vasıtasıyla icra mahkemesine başvurup ödeme emrini iptal ettirmesinden sonra, yeni ödeme emrinin borçluya değil vekiline gönderilmesi gerekeceği-
Bonoda ilk cironun lehtara ait olması gerektiği, lehtarın cirosundan önce başka cironun bulunması ve daha sonra lehtarın cirosunun olması halinde, lehtarın cirosundan önceki ciroların yok hükmünde sayılacağı-
Bir kişinin ticari vekil mi, yoksa ticari mümessil mi olduğunun çekişmeli bulunduğu hallerde öncelikle o kişiye işletme sahibi (veya işletmeyi temsile yetkili kişi) tarafından verilen yetkilerin içerik ve kapsamları dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerekeceği-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçerek tercih hakkını bu takip türünden yana kullanana alacaklının aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı ve bu durumda İİK. mad. 45/1 uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği; bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Alacaklının ihtiyati haciz kararını veren asliye ticaret mahkemesinin bulunduğu icra dairesinde icra takibi başlatmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
Borçlu olarak küçük çocuğa velayeten annesine ödeme emri gönderilmiş olması ve icra takibinin diğer borçlusunun da veli olan annenin olması halinde, ikisi arasında menfaat çatışması bulunduğundan TMK.'nun 426/2. maddesi uyarınca, vesayet makamının küçük borçluya bir 'temsil kayyımı’ ataması ve kayyum atandıktan sonra bu kayyuma yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi gerekeceği-
Tanzim yeri bulunmayan takibe konu senette, keşideci adı soyadı altında yazılı olan mahalle ve sokak içeren adres, belirgin bir idari birimi belirtmediğinden, icra mahkemesince re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 170/a uyarınca, borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.