Alacaklının ihtiyati haciz kararını veren asliye ticaret mahkemesinin bulunduğu icra dairesinde icra takibi başlatmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
Borçlu olarak küçük çocuğa velayeten annesine ödeme emri gönderilmiş olması ve icra takibinin diğer borçlusunun da veli olan annenin olması halinde, ikisi arasında menfaat çatışması bulunduğundan TMK.'nun 426/2. maddesi uyarınca, vesayet makamının küçük borçluya bir 'temsil kayyımı’ ataması ve kayyum atandıktan sonra bu kayyuma yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi gerekeceği-
Tanzim yeri bulunmayan takibe konu senette, keşideci adı soyadı altında yazılı olan mahalle ve sokak içeren adres, belirgin bir idari birimi belirtmediğinden, icra mahkemesince re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 170/a uyarınca, borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilemeyeceği-
Mahkemece ilk haciz tarihi esas alınarak ikinci hacze şikayetin süreden reddi yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, takip dayanağı çekin keşide tarihi itibariyle, borçlu şirket yetkilisini gösterir ticaret sicil kayıtları istenmeden, dosyaya celp edilen imza sirkülerine göre, karar verilmesi hatalı olduğu- Herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanaklarının, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemi-
Dosya içerisindeki çeklerin arka yüzünde ilk ciro olarak lehdar davalı şirketin cirosu bulunması gerekirken keşideci davacı şirketin kaşe ve cirosunun bulunduğu, bu cironun altında davalı şirketin kaşe ve cirosu hamil davalının cirosu ve bankanın ibraz şerhi bulunmakta olup, dava konusu çeklerde usulüne uygun bir ciro silsilesi olup olmadığının incelenmesi gerekeceği-
İcra takibinin mükerrer olduğu iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, ilk takipten açıkça feragat edilmediği sürece yeni bir takip yapılamayacağı- İtirazın kabulü halinde takibin "durması" yerine "iptaline" karar verilmesinin hatalı olduğu-
Yetki sözleşmesinin tacir olmayan avalisti bağlamayacağı- Takip konusu bonoların tanzim edildiği yerler gösterilmemiş olup; anılan senetleri tanzim edenin adresinin ise, Kaş olduğu, söz konusu bonolarda tanzim yeri ve ödeme yerinin Kaş olduğu, muteriz borçlu ile diğer takip borçlusunun adreslerinin Kaş olduğu ve sözü edilen borçlulara ödeme emrinin anılan yerlerde tebliğ edildiği görüldüğünden, muteriz borçlunun ikamet adresi ve gerekse bonoların tanzim yerleri Kaş olduğundan borçlu hakkındaki icra takibi yönünden Kaş İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu-
Takip dayanağı çeklerin arka yüzlerinin incelenmesinde; birinci cirantanın kaşe ve imzasının üst kısmında, " .......... Otelcilik ve Turizm AŞ. Tarafından .......... Turizm Seyahat AŞ.’ne çek 27.08.2019 tarihinde imzalanan ‘ Konaklama Sözleşmesine’ istinaden cirolanmıştır" ibarelerinin yazılı olduğunun görüldüğü, anılan ibarelerin çekin teminat senedi olduğunu gösterdiği, ayrıca bir sözleşme bulunması gerekmediği gibi, bu suretle şikayetçi borçlunun sunulan sözleşmede taraf olmamasının da sonuca etkili olmadığının kabulü gerekeceği- Takibe konu belgelerin TTK'nın 780/1-b maddesinde belirtilen kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini içermediğinden kambiyo senedi vasfında olmadığı, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektireceğinden Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nın 170/a maddesinin 2. fıkrası gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.