Bonodaki «emrü havalesine» kelimelerinin yazılmamış veya çizilmiş olmasının, senedin «bono» niteliğini kaybetmesine neden olmayacağı—
Ortaklık hakkında yapılmış bir takip olmadığından ve adi ortaklığa gönderilmiş ödeme emri de olmadığından, ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayetin konusunun da bulunmadığı-
Takibin kesinleşmesinden sonra, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda faiz uygulanması gerektiğine ilişkin iddianın, borçlu veya alacaklı tarafından İİK'nun 16. maddesi uyarınca icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi halinde değerlendirilebilecek bir husus olduğu, icra müdürlüğünce, talep olmaksızın kendiliğinden takipten sonraki dönemleri kapsayacak şekilde dosya borcunun hesaplanmasına ve alacaklıya muhtıra gönderilmesine karar verilemeyeceği-
Takip konusu bono, kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden mahkemece, itiraz eden gerçek kişi borçlu yönünden İİK'nun 170/a. maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile belirlenen bedele itibar olunacağı- Senet metninde ödeme miktarının yazı ile “birmilyonaltıyüz” rakamla “1.600.000“ yazıldığından, borca itirazın kısmen kabulü ile 599.400,00 TL ve bu kısma işlemiş faiz yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlu vekiline ait vekaletnamenin ayrıca takip dosyasına sunulmamış olmasının sonuca etkili olmayacağı- Ödeme emrinin borçlunun vekili yerine asıla tebliği usulsüz olup mahkemece, borçlunun buna yönelen şikayetinin kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nun 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması gerektiği- Şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında borçlunun Maliye Muhasebe Müdürlüğü'ndeki alacakları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği gözetildiğinde, takibin kambiyo senedine dayalı olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haczin ödeme süresi olan 10 günlük sürenin dolduğu tarihte kesinleştiğinin kabul edileceği- Şikayetçinin haczinin kesinleştiği tarihten itibaren İİK'nın 106. maddesindeki bir yıllık süre içerisinde bu paranın icra dosyasına celbini istemediği, bu nedenle haczinin anılan 110. madde hükmü uyarınca düştüğü anlaşıldığından, mahkemece, sıra cetveline ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
İki yıllık süre içinde taşınmazın satışının istenmemiş olması nedeniyle haczin düşürülmesine karar verildikten sonra, alacaklı tarafından haczi düşen taşınmazın kıymet takdirinin yaptırılmış olmasının hukuki bir sonuç doğurmayacağı ve alacaklı tarafından yaptırılmış başka bir icra takip işlemi de bulunmadığından, takip konusu bononun –son işlem tarihinden itibaren üç yıl geçmiş olması nedeniyle- zamanaşımına uğramış olduğunun kabulü gerekeceği-
Çekin ileri tarihli düzenlendiği, ancak İİK'nun 169/a maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile kanıtlanması halinde kabul edilebileceği-
HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelenmesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetilebileceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun konusunda uzman bilirkişi tarafından, incelemenin gerektirdiği cihazlar kullanılarak hazırlandığı, raporun fotoğraflarla da desteklendiği, bu hali ile bilirkişi raporunun hükme dayanak yapmaya elverişli olduğu, bilirkişi incelemesi sonucunda takibe dayanak bononun 500,00 TL bedelli olmasına rağmen tahrifat yapılarak 500.000,00 TL'ye dönüştürüldüğünün anlaşıldığı, mahkemece söz konusu rapor doğrultusunda sonuca gidilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- İİK'nın 169/a-6.maddesinde borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükmünün düzenlendiği, lehtar alacaklı tarafından keşideci borçlu hakkında başlatılan takipte 169/a-6. maddesi gereğince davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.