Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, dayanak çekin keşide tarihi itibariyle borçlu şirketin çift imza ile temsil olunduğu, takip dayanağı çek üzerinde tek imza bulunduğunu belirterek takibin iptalini istediği, bu haliyle borçlunun başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca; itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
Borçlunun imza örneklerinin alınmış olması halinde icra mahkemesince “uygulamaya elverişli imzaların bulunduğu yerlerin bildirilmesi için verilen kesin süreye uyulmaması” gerekçesi ile “itirazın reddine” karar verilemeyeceği-
Davalı anonim şirketin, bir başka alacaklının takipli iflâs yoluna başvurmasından sonra -bu talep, basit yargılama usulüne tabi iflâs davasının sonuçlanmasını gerektireceğinden- iflâsın ertelenmesini talep edemeyeceği–
İcra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesinden sonra, dosyanın gönderildiği icra dairesince borçlu vekiline ödeme emri tebliğ edildikten sonra, borçlu asile de ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine, borçluya ikinci kez itiraz hakkı tanınmış olacağı-
Faiz oranı ile başlangıç tarihinin takip talebinde gösterilmediği yönündeki istemin, şikayet niteliğinde olduğu, mahkemece, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılıp bu yöndeki şikayetin sonuçlandırılması gerekirken (İİK. mad. 18/3), şikayetçi borçlu vekilinin duruşmaya gelmemesi sebebiyle -HMK. mad. 150 uyarınca- dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı bononun keşidecisi olan gerçek kişinin, aynı zamanda lehtar olan şirketin yetkilisi olmasının “alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi” durumunu ortaya koymayacağı, düzenlenen senedin geçerliliğini sürdüreceği-
Tahsil harcının, ancak "ödeme emrinin tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı" öngörüldüğünden "ödeme emri borçluya tebliğ edilmeksizin" borçluya ait araçlara haciz konulmasından sonra haricen borcun ödenmesi sebebiyle İcra Müdürlüğünün tahsil harcı alınmasına dair kararının hatalı olduğu-
Borçlunun "imza itirazı"nda bulunması üzerine, alcaklı vekili imza incelemesine esas olacak imza örneklerinin bulunduğu resmi mercileri beyan etmiş ve bunun üzerine, mahkemece, bildirilen ilgili yerlerden borçlunun karşılaştırma yapmaya elverişli imzalarının getirtilmesine yönelik işlem tesis edilmiş olup mahkemece, öncelikle, ilgili yerlerden getirtilen ve dosya kapsamına bulunan borçluya ait karşılaştırma yapmaya elverişli imzaların esas alınması suretiyle usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından dosyaya celbedilen imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise; borçluya İİK’nun 68a/5. maddesi uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza ve yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece yasanın öngördüğü bu usule uyulmadan doğrudan borçluya meşruhatlı davetiye gönderilerek gelmediğinden bahisle istemin reddine yönelik karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, dosyada malvarlığı sorgulaması ve haciz talebi olduğu işlem tarihleri dikkate alındığında dosyanın zamanaşımına uğramadığı-
Mahkemece verilmiş bir durdurma kararı bulunmadığı gibi borca itirazın ise yine İİK.'nun 168/5. maddesi uyarınca örnek 10 ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmediği, borçlu aleyhine İİK.'nun 169/a m. gereğince tazminata hükmedilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.