Tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin lehtar ile keşideci borçlu arasında geçerli olduğu, itiraz eden avalistler tacir olmadıklarından HMK'nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesinin avalistleri bağlamayacağı-
«Borca itiraz etmiş olan borçlunun (vekilinin) duruşmaya katılmayıp sadece alacaklı vekilinin duruşmaya gelerek «davayı takip etmediğini» bildirmesi üzerine icra mahkemesince, İİK’nun 18/III. maddesinin değil, HUMK’nun 409. (şimdi; HMK.'nun 150.) maddesi uygulanarak, «dosyanın işlemden kaldırılmasına» karar verilmesi gerekeceği—
“Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmayan senetlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu” iddiasının, icra mahkemesinde yazılı belge ile ispat edilmesi gerekeceği-
Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK. nun 169/a–1. maddesi gereğince icra mahkemesinin, incelemesini mutlaka duruşmalı olarak yapması gerekeceği-
Alacağı temlik alan alacaklının, borçlu hakkında iflas istemiyle açılmış olan dolayı, onun yerine geçerek devam ettireceği-
Bonodaki yetki kaydının avalist borçluyu bağlamayacağından yetki itirazının kabulüne ilişkin kesinleşen kararın usuli kazanılmış hak oluşturduğu, bu konudaki içtihat değişikliğinin usuli kazanılmış hakkı bertaraf etmeyeceği-
İİK’nun 106-110. maddelerine ilişkin icra mahkemesi kararlarının kesin nitelikte olduğu- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren on günlük ödeme süresi dolmadan haciz istenemeyeceği- Alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce tapu müdürlüğüne haciz müzekkeresi yazıldığı tarihin haciz tarihi olduğu, tapu müdürlüğünün haczi kayıtlara işlediği tarihin haciz tarihi olmayacağı-
İİK.nun 45. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu hükmüne göre ve takip dayanağı kredi sözleşmesi ile takip dayanağı senet içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre şikayetçiler hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmasında yasaya aykırılık olmadığı-
Hacze karşı beyanda bulunan 3. kişinin haczedilen menkullere ilişkin açıkça bir istihkak iddiası bulunmadığından İİK'nun 96 ve devamı maddelerinin uygulanamayacağı-
Mahkemece, kural olarak borçluların taşınmazdaki hisselerinin değerleri tespit edilerek borçluların haline münasip ev alabilecekleri miktarlar, mahcuzun değerinden (bu değerden hissesine düşecek miktardan) fazla ise şikayetin kabulü; az ise şikayetin kısmen kabulü ile mahcuzun (borçlunun hissesinin) satılarak, borçluların hallerine münasip ev almaları için gerekli bedelin kendilerine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçluların hallerine münasip ev alabilecekleri miktarlardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.