Borçlunun itirazının, borca itiraz niteliğinde olup, takip prosedürü itibariyle genel haciz yolu ile takipte İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal yedi günlük itiraz süresi içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, dolayısıyla icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle mahkemece itirazın reddi yerine, yazılı gerekçe ile kabulüne ayrıca istem ödeme emrinin iptali talebi ile sınırlı olduğu halde HMK.nun 26. maddesine aykırı şekilde talep de aşılmak suretiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun kambiyo senetlerine mahsus –örnek10- ödeme emrine itiraz etmiş olmasının, takibin kesinleşmediğini göstermeyeceği (Bu takibe dayalı olarak, alacaklının “iptal davası” açabileceği)–
Borçluların icra mahkemesine başvurusu; takibe konu senet dışındaki kredi sözleşmesi gereğince anılan senedin, teminat olarak verildiğine ilişkin olup, bu haliyle başvuru, İİK'nun 168/5, 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, mahkemece, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazı hakkında davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Bononun arka yüzündeki ilk cironun, bononun lehtarına ait olması gerekeceği, dolayısıyla lehtardan önce yapılmış bulunan şirketin cirosunun, şirketi dayanak bonodan sorumlu kılmayacağı, bu nedenle işin esasının incelenmesinin yerinde olmadığı-
Kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisini içermediği anlaşılan vekaletnameye dayalı düzenlenen senedin vekil eden şirketi bağlamayacağı-
Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak borçlu keşideci şirket ile diğer borçlu lehtar ciranta şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçluların imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını ileri sürerek imza itirazında bulunduğu, bilirkişi raporunda sadece bir şirket yönünden imza incelemesinde bulunulup, diğeri yönünden inceleme yapılmadığı, bu şirket yönünden de imza incelemesi yapılarak karar verileceği-
Kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan mücerret borç ikrarı taşımayan bu belgenin Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
Alacaklı tarafından icra takibinin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemlerinin de zamanaşımını keseceği, TTK'nun 663/2. maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı- Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının oluşması halinde takibin şekline göre İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gerekli aynı yasanın 71/2 ve 33/a-1. maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verileceği-
«Harca tabi davalarda; dava, harcın ödendiği tarihte açılmış sayılacağı»ndan, borçlunun itiraz (şikayet) süresi olan 5 gün geçmeden harcını yatırarak icra mahkemesine başvurmuş olması gerektiği—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.