Alacaklının, takip talebinde dayanmadığı sözleşme içinde yer alan yetki sözleşmesine dayalı olarak itirazın kaldırılması isteminde bulunması mümkün olmadığı gibi, borçlunun sözleşmeyi kabul etmesi de söz konusu olmayıp; ispat yükü alacaklıda olup, yetki itirazını İİK'nun 68. maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamaması nedeniyle, yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi gerekeceği-
Davalı vekilinin delil listesinde şirket defter ve kayıtlarına da dayanması karşısında, her iki tarafın ticarî defterleri, faturalar ve ödeme belgeleri üzerinde takip ve denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
"İtirazın iptali davaları"na, tasarrufun iptali davalarında "bekletici mesele" olarak kabul edilmesi gerektiğinden, bu iki davanın birleştirilerek birlikte görülemeyeceği–
Davalı kooperatifin merkezinin takip tarihi itibariyle Gölyaka'da bulunduğu, İİK'nun 50'nci maddesi yollaması ile HUMK'nun 17. (HMK'nun 14'ncü) maddesi uyarınca Gölyaka İcra Dairesi'nin yetkili olduğu, yetkili bu yer icra dairesinde başlatılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle sonuca varılması gerekirken, aynı sonuca HMK'nun 6'ncı, BK'nun 73'ncü madde hükümlerine dayalı olarak icra dairesinin yetkisizliğinin saptanması suretiyle varılmasının doğru olmadığı-
İİK. mad. 38’de yazılı ilam niteliğindeki belgeye dayanan alacaklının, her icra dairesinde 151 örnek icra emri göndererek takipte bulunabileceği—
Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ve borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup anılan itirazların da yasal beş günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu-
Yetki itirazı üzerine verilen «ret kararı» (ara kararı)’nın davalıya tebliğinin zorunlu bulunduğu–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.