Basit yargılama usulüne tabî olan pek çok dava ve işin sözlük anlamıyla “basit” davalar olmadığı- Nafakanın arttırılmasına ilişkin davada duruşma yapılarak inceleme yapılmasının zorunlu olduğu-
Boşanma ve çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekli olduğu-
Doğum tarihinde anne ve baba evli ise çocuğun babanın soyadını alacağı, çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmenin TMK’nun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün olmadığı- Çocuğun anne ve babasının boşanmalarının, sadece boşanma ve velayet hakkı nedeniyle anneye böyle bir dava açma hakkı bahşetmeyeceği- Boşanma ilamı uyarınca babasının çocukla kişisel ilişki tesis etme hakkı bulunması ve bu nedenle anne ve babanın ister istemez karşılaşması dikkate alındığında, davacının dilekçesinde, evlilik birliği içerisinde doğmuş olan çocuğun, boşanmaları ardından velayetinin kendisine verildiğini, boşanmadan dolayı kendisi ile küçüğün soyadlarının farklı hale geldiğini bu durumun çocuğu okulda rahatsız ettiğini, annesini de resmi işlemlerde zora soktuğunu ve psikolojik olarak aynı soyadı hatırlamakta rahatsızlık duyduğunu ileri sürdüğü; ancak bu iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı, soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye ve onun menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında mahkemece küçüğün soyadının değiştirilmesi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Gözetim, altında kişisel ilişki kurulmasının gerekçesi gösterilmeden, kişisel ilişkinin gözetimsiz sürdürülmesinin çocuğun yararına olmayacağı yönünde bir rapor da alınmadan üçüncü kişilerin yanında ve gözetiminde kişisel ilişki tesisinin doğru olmadığı-
Hukuken evli olduğu halde fiilen ayrı yaşıyan karı kocanın birbiri ile zıtlaşarak yanlarında bulundurdukları çocukların diğer tarafça görülmesine engel olmaları halinde, çocuğun kimde kalacağı ve diğer tarafla çocuk arasındaki kişisel ilişkinin hakim tarafından düzenleneceği–
Çocukla davacı anne arasında boşanma kararı ile birlikte kurulan kişisel ilişkinin kesinleşme tarihi ile davacı annenin müşterek çocukla arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için açtığı dava tarihi arasında; talebi haklı kılacak yeni vakıa ve olgular meydana gelmiş olabileceğinden, mahkemece, tarafların gösterdiği deliller de toplanmak suretiyle talebin duruşma yapılarak incelenmesi gerekeceği-
Çocukla baba arasındaki kişisel ilişkiyi düzenleyen ilamların, aile hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle, kesinleşmeden takip konusu yapılamayacakları–
Çocukla kişisel ilişki kurulması istemli davada, toplanan delillerden davacı babaannenin torunu ile kişisel ilişki kurulmasında bu aşamada çocuğun menfaatinin bulunmadığı kanıtlanmış, davacı büyükanne ile küçük arasında kişisel ilişki kurulmasını gerektirecek olağanüstü haller ispatlanmadığı halde davacı büyükanne ile küçük çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
TMK.’nun 166/3 maddesi uyarınca tarafların üzerinde anlaştıkları protokole aykırı şekilde kişisel ilişki tesisi halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Babaanne ile torun arasındaki kişisel ilişkinin, "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olması gerektiği- Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde vekalet ücretine takdir edilmemiş olmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.