İş Mahkemesi kararlarına dayalı olarak ödenen işçilik alacaklarının, müflis davalının iflas masasına kayıt ve kabulü istemi-
İşçilerin hacizden önceki bir yıl içerisinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil iş ilişkisine dayanan tüm alacaklarının, hacze iştirak halinde birinci sırada pay alacağı, buradaki bir yıllık sürenin tespitinde, İİK’nın 206/5. maddesi hükmü uyarınca, işçi alacağı hakkında açılmış olan davanın devam ettiği sürenin hesaba katılmayacağı-
Tasarrufun iptali davalarında, üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve icra dosyasındaki asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak nakden tazminle sorumluluğunun değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu edilen taşınmazın dava dışı 4. şahısa devir tarihi itibariyle gerçek değerinin tespiti gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında müddeabih ve dolayısıyla harcı belirleyecek değerin, borç miktarı ve tasarrufa konu taşınmazın değeri dikkate alınarak belirleneceği ve hangisi az ise harç alınacağı-
İlk derece mahkemesince gerekçeli kararda, istinaf yoluna başvurma süresi 10 gün olmasına rağmen, iki hafta olarak belirtildiği- Hakimin, mahkeme kararında kanun yoluna başvurma süresi konusunda tarafları yanıltması halinde bu durum taraflar aleyhine sonuç doğurmamalı ve hak kayıplarına neden olmamalıdır, açıklanan nedenlerle, iki haftalık süre içinde istinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin başvurusu doğrultusunda, istinaf incelemesinin yapılması gerektiği-
"Rehinli alacağın rehin tarihi iflasın açılmasından evvelki iki sene içerisinde yapılmış ise İİK'nun 279. maddesine göre alacaklıların bu rehin hakkının iptalinin dava edilmesine karar verebileceği ancak rüçhanlı hakkın iptal edilmesi halinde alacağın aslının iptal edilmiş olmayacağı, bu alacağın adi alacağa dönüşerek İİK'nun 206. maddesine göre 4. sıraya alınacağı, İflas İdaresinin İİK'nun 230. maddeye göre rehinli alacağın aslının reddine karar verebileceği, bu durumda alacaklının kayıt kabul davası açması gerektiği" şeklindeki yerel mahkeme kararının isabetli olduğu-
"Satış bedeli" ile "satış tarihindeki gerçek değer" arasında "pek aşağı bir bedel farkı" bulunmadığından, iptâl nedeni olamayacak satışlar-
Mahkemece, iflasına karar verilen davalı borçlular yönünden iflas idaresi oluştuğuna ve İİK'nın 226. maddesine göre adi tasfiyede iflas masasının kanuni mümessili iflas idaresi olduğuna göre, iflas idaresine tebligat yapılarak, münferiden ya da müştereken temsil durumuna göre iflas idare memuru ya da memurları veya varsa vekili huzuru ile davaya kayıt kabul davası olarak bakılması; iflas idaresince, kaydına karar verilen miktar yönünden davanın konusuz kaldığının kabulü, varsa kabul edilmeyen kısım yönünden ayrıca kayıt kabul davası açılmamışsa alacağın iflas masasına karşı kayıt kabul davası olarak devam edilmesi, diğer davalılar yönünden de uyuşmazlığın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.’ nun 193. maddesi hükmüne göre haciz yoluyla yapılan takipler iflasın açılmasıyla durur, iflas kararının kesinleşmesiyle de düşer. Somut olayda davalının yargılama sırasında iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarda açıklanan yasa hükmü gereğince itirazın iptali davasının dayanağı haciz yoluyla yapılan ilamsız takipte düşmüştür. İcar inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için ortada geçerli bir takibin bulunması gerekir. Davaya konu takip düştüğünden ortada geçerli bir takipten söz edilemez. Mahkemece davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisi mahkemeye çağrılarak dinlenmeden karar verilemeyeceği-
Müflis aleyhine, iflâstan sonra doğmuş borçlarından dolayı masa dışında kalmış malvarlığına karşı takip yapılabileceği, bu durumun İİK. 193/III hükmünün kapsamı dışında kaldığı

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.