Diş teknisyeni olan borçlunun borcundan dolayı, «kompresör» ve «döküm fırını»nın -sermaye unsuru olması nedeniyle- haciz edilebileceği–
Borca mahsuben yapılan taşınmaz devri İİK'nun 279/I-2.madde gereğince mutad ödememe olmaması nedeniyle iptale tabi ise de somut olayda İİK'nun 279/1 maddesinde öngörülen 1 yıllık süre geçmiş olduğundan anılan maddenin uygulanma olanağı bulunmamakla birlikte dava konusu 11 nolu parsel yönünden taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunması nedeniyle İİK'nun 278/III-2, davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK'nun 280/1 maddesi, yine dava konusu 17 nolu bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun da İİK'nun 280/1 maddesi gereğince iptale tabi olması nedeniyle eldeki davanın kabulüne dava konusu tasarrufların davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle iptaline karar verilmesi gerek
Davalı üçüncü ve dördüncü kişilerin, dava konusu taşınmazların gerçek satış bedelini haricen ödediklerini banka dekontları ile kanıtlamaları (ve bu kişilerin kötüniyetli olduklarının davacı-alacaklı tarafından kanıtlanmamış) olması halinde, açılan tasarrufun iptali davasının reddedilmesi gerekeceği–
Tasarrufun iptali davasında mahkemece, uzman bir bilirkişiden davalı borçlu adına kayıtlı taşınmazların kıymet takdirlerinin yaptırılıp kıymet takdirlerinin belirlenerek, öncelikle dava şartı olan borçlunun aciz durumunun belirlenmesi gerektiği-
3. kişi A.Ş'nin ortaklarının, aynı zamanda borçlu Ltd. Şti'nin de ortakları ve yetkilileri oldukları belirtilmişse de, ticaret sicil bilgileri dikkate alındığında, davalı borçluların, 2001 yılına kadar davalı 3. kişi şirketin ortakları olduğu, dava konusu haciz tarihinde ise davalı 3. kişi şirketin yetkilisi veya ortakları olmadıklarının anlaşıldığı, bu halin de bozma ilamının kaldırılmasını gerektirecek bir husus olarak görülmemiş olmasına göre davalı 3. kişinin karar düzeltme isteminin reddi gerektiği-
Borçlunun adresinde yapılan haciz işleminde, borçlunun borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığının tespit edildiği, icra dosyasında yapılan diğer araştırmalarda borçlunun borcuna yetecek kadar başka malvarlığının da bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda, haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İnkar tazminatının mahkemece hüküm altına alınan bağımsız bir alacak niteliğinde olması nedeniyle, paylaştırmada dikkate alınamayacağı—
Haciz tutanağındaki tespitlerden haczi istenen fırının finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kaldığını belirlemenin mümkün olmadığı gibi icra memurunun faturadaki seri numaralarını karşılaştırmadan haciz talebini reddettiği, bu halde, dava konusu fırın ile ilgili şikayet başvurusunun kabulüne karar verileceği-
Davacı alacaklı banka 2012 ve 2014 tarihlerinde kredi sözleşmesi uyarınca davalıya kredi kullandırdığına göre, kredi sözleşmelerinin yapıldığı ve kredinin verildiği tarihler itibariyle borcun doğmuş olduğu, dolayısı ile borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğu- İcra müdürlüğü tarafından borçlunun adresinde yapılan hacizde 'haczi kabil mal varlığı bulunmadığı' haciz tutanağına yazılmış(ki bu belge İİK 105.maddesi uyarınca geçici aciz vesikası niteliğindedir), icra dosyası içeriğinden de başka menkul gayrimenkul mal varlığının bulunmadığı belirlenmiş olduğundan, aciz vesikası bulunmasına ilişkin ön koşulun da gerçekleşmiş olduğu-
Davacı, aracının davalı yedieminde iken (boş bir araziye terk edildiği, kaza yapıldığı, ön tarafın tamamen göçük ve darbeli, camlarının kırık olduğu, damperinin olmadığını ve bu nedenle) zarar görmesi nedeniyle icra takibi sırasında belirlenen değerini istemekte olup mahkemece, davalının haksız eylemi nedeniyle davacının uğradığı gerçek zararın hüküm altına alınması gerektiği; aracın kıymet takdir tutanağında ve dava değeri olarak belirtilen meblağ ile bilirkişi raporunda hesap edilen toplam zarar miktarı arasındaki farka hükmedilmesinin hatalı olduğu; davacının zararı tam olarak karşılanmadığı- Mahkemece, davacının gerçek zararının, davalının teslim görevini yerine getirmediği yıl itibariyle, aracın tamir edilebilir olup olmadığı, tamir edilebilecek ise onarım gideri ve değer kaybı, tamir edilebilecek durumda değil ise aracın o tarihteki değerinin tespiti için uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.