Şikayetçilerin, haczin İİK’nun 96-97 maddesi göre değil, İİK’nun 99. maddesine göre yapılmış sayılmasına karar verilmesini talep ettikleri, mahkemece verilen kararıyla "yapılan haczin İİK’nun 99. maddesi göre yapıldığının tespiti" şeklinde karar verildiği görülmekle, alacaklıya istihkak davası açması için 7 günlük süre verileceği ve bu süre içinde dava açmazsa alacaklının şikayetçi 3 . kişilerin istihkak iddialarını kabul etmiş sayılacağı- Bu durumda yapılan haciz işlemi İİK’nun 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmakla mahkemece haciz işleminin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, haciz işleminin iptalinin usulsüz olduğu-
“Dava konusu hacizli taşınır mallar üzerindeki haczin yargılama sırasında “kaldırılmış olması” halinde icra mahkemesince “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde karar verilmesi ve davanın açılmasına sebebiyet veren tarafa “yargılama giderleri” nin bu arada “avukatlık ücreti” nin nispi olarak, ayrıca “ilam harcı” na da maktu olarak hükmedilmesi gerekeceği-
8. HD. 24.09.2013 T. E: 7638, K: 13152-
İcra emrinin tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581. ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Dava şartlarının, davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar aynen bulunması temel bir kural olduğu, hâkimin davanın başında dava şartlarının mevcut bulunup bulunmadığını kendiliğinden (re'sen) araştırmak zorunda olduğu, bir dava şartının bulunmadığını tesbit etmesi halinde işin esasına girmeden davayı usul yönünden red etmesi gerektiği, ancak bu yön ihmal edilmiş ve işin esasına girilmiş olması halinde, dava görülmekte iken başlangıçta noksan bulunan dava şartı da gerçekleşmiş ise artık davanın, usulden red edilmeyip esastan tetkikle çözüme ulaştırılması gerektiği-
Davacı 3. kişi vekili dava dilekçesinde hangi tarihli hacze ilişkin olarak eldeki davayı açtığını açıkça belirtmediğinden, mahkemece, 6100 sayılı HMK'nin “Hakimin Davayı A.latma Ödevi” başlıklı 31. maddesi uyarınca, davacının talebi açıklattırılarak, hangi tarihli haczin dava konusu edildiğinin netleştirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hangi adreste yapılan hacze konu mahcuzların dava konusu olduğu yargılama esnasında açıklığa kavuşturulmadığı gibi mahkemece talep konusu olmayan ............. tarihli hacizle ilgili karar verildiği görüldüğünden; mahkemece, 6100 sayılı HMK'nun “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlıklı 31. maddesi uyarınca, davacının talebi açıklattırılarak, hangi adreste ve hangi tarihte yapılan haczin dava konusu edildiğinin netleştirilmesi, haczin yapıldığı adresin net olmaması halinde gerektiğinde yerinde yapılacak inceleme ile hacze katılan icra memurunun tanıklığı ile adresin belirlenmesi ondan sonra İİK’nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tespiti ve sunulan delillerin de buna göre değerlendirilmesi ve dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı hakkındaki haczin ihtiyati haciz olmaması, kesin haciz olması ve davacının da haciz tutanağında açık borcu kabul beyanına göre, kesin haciz sırasında verilen beyanın borcun ikrarı olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Dava konusu araç davalı 3.kişi tarafından dava dışı kişiye satıldığından; davacı vekiline seçimlik hakkı ile ilgili olarak davalı 4.kişiyi davaya dahil etmeyeceği veya davasının davalı yönünden bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği konusunda süre verilmesi, davalı 4.kişinin davaya dahil edilmesi halinde dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği ile davacı ve davalının bildireceği delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu ile diğer davalı üçüncü kişinin enişte-kayınbirader olmaları, davalı borçlu, davalı üçüncü kişi ve davalı dördüncü kişinin aynı iş kolunda (kasap olarak) çalışmaları birlikte değerlendirildiğinde, davalı-üçüncü ve dördüncü kişilerin davalı-borçlunun mali durumunu ve ızrar kastını bilen/bilmesi gereken durumda olduğu anlaşılmakla, yapılmış olan dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.