Küçüğün annesinin uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkum olduğu bildirildiğine göre, cezayı yerine getiren görevli makamdan, ananın hükümlülüğü sebebiyle kısıtlanıp kısıtlanmadığının sorulup tespiti, vesayet altına alınmış ise buna ilişkin kararın dosyaya alınması ve vasisine tebligat yapılması, vesayet altına alınmamış ise yetkili vesayet makamına duruma bildirmesi için cezayı yerine getiren kurumun uyarılması ve vesayet altına alınmasının sağlanması, babanın merkezi adres kayıt sisteminden adresinin araştırılıp tespit edilmesi, dava dilekçesi ve duruşma gününün babaya usulüne uygun olarak tebliği gerekeceği-
8. HD. 15.01.2018 T. E: 2017/8099, K: 405-
Bir yıl ve daha uzun süreli mahkumiyet halinde kişinin kısıtlanması ve kendisine bir vasi atanması gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu’nun 411 ve 412.maddelerindeki yetkinin kesin ve kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edildiği; Alman mahkemesi tarafından verilen vesâyet kararının; vesâyet altına almanın, Almanya’daki hukuki menfaatlerini koruyacağı gibi bu kararın Türk mahkemeleri tarafından tanınması ile de Türkiye'deki menfaatlerini koruyacağı-
Anayasa’nın 38. maddesine 4709 sayılı Yasanın 15. maddesi ile eklenen 8 fıkrasına göre; «yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilememesi» nedeniyle kimsenin özgürlüğünden alıkonamayacağı, alacaklının onayıyla karşılaştırılan ödeme koşulunun icap ve kabulle oluşan bir sözleşme olup, bu ödeme koşuluna borçlu tarafından haklı bir neden olmaksızın uyulmamasının, İİK’nun 340. maddesinde düzenlenen ve yaptırımı özgürlüğü bağlayıcı ceza olan suçu oluşturacağı, İİK’nun 340. maddesindeki «makul sebep» «yerine getirememe» kavramından daha dar bir anlam taşıdığından; «sanığın borcunu hangi nedenle veya nedenlerle yerine getiremediği» araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde, çocuklara adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanması gerekeceği-
İİK. 338/1. maddesinde öngörülen 'gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma' suçunun, Anayasanın 38/VIII fıkrasına eklenen 'hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz' şeklindeki kuralın kapsamına girmediği–
MK'nın 471. maddesine göre özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet halinde vesayet hapis halinin sona ermesine kadar devam edeceği, Borçlar Kanununun 35 ve 397. maddeleri hükümlerine göre aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça vekaletin, gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulması gerekeceği-
Davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için, öncelikle davanın taraflarının usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilmelerinin gerektiği, usulüne uygun şekilde davet edildikleri hâlde, tarafların duruşmaya gelmemeleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirmeleri hâlinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği- Dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarihten itibaren üç aylık süre geçmesine rağmen yenilenmesi talep edilmeyen dava, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılacak ve mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek kayıtların kapatılacağı- Çıkarılan tebligatın, üzerinde yer alan mernis adresinin altında el yazısı ile “Diğer adres: M..... K1 Tipi Ceza İnfaz Kurumu BOLU” yazılmışsa da duruşma gününün davacıya (mernis) ev adresinde tebliğ edilmesi nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu; bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Davayı kabul etme yetkisinin ancak kendisine karşı dava açılmış olan kişiye yani davalıya ait olduğu- Dava ehliyeti olmayan davalıya karşı veya onun tarafından yapılan usul işlemlerinin geçersiz olduğu, ancak kanuni temsilcinin davalıya karşı veya onun tarafından yapılan işlemlere icazet verebileceği, davaya kabul beyanının aynı zamanda vesayet makamının iznini gerektireceği- İlk derece mahkemesi kararının, bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nin 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor