Birlik görevlerini yerine getirmeyen, çocuğu olmadığı için eşine ilgisiz davranan ve eşinin müşterek evden gitmesini sağladığı anlaşılan davalı koca tamamen kusurlu olup kocanın bu eylemlerinin davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu-
Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak; kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşten kaynaklanan kusurlu davranışlara karşılık kadın eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası kabulünün gerekip gerekmediği-
Boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen vakıalarda eşini beğenmeyen, onu küçümseyen ve güven sarsıcı davranışları bulunan erkeğin, eşine “aptal, salak, geri zekalı” şeklinde hakaret eden kadına göre ağır kusurlu olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
2. HD. 02.11.2021 T. E: 4564, K: 8033-
Yoksulluk nafakası istemine ilişkin açılan davada,davalı koca tarafından S.beyli 1.Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2012/2 Esas-2012/1347 sayılı kararı ile davacı kadın kusurlu kabul edilerek boşanmalarına karar verildiği ve bu karar kesinleştiği- TMK. mad. 175 de dikkate alındığında, yoksulluk nafakası talep eden eş yoksul ise, boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz, daha az kusurlu veya eşit kusurlu ise uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmolunacağı-
Boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu-
Boşanmaya sebep olan olaylarda eşine göre, davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerektiği ve hal böyleyken; mahkemece, davacının eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, bu hatalı kusur belirlemesi gerekçe gösterilmek suretiyle, davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin de doğru olmayıp bozmayı gerektirdiği-
Davalının bağımsız konut açmadığı, davacının eşine "Allah belanı versin, kolun kopsun, bacağın kırılsın, boynuzlu pezevenk" şeklinde ağır hakaret ettiği, davacı daha ağır kusurlu olup TMK.mad.166/2. koşulları oluştuğundan davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.