Karşılıklı Boşanma
Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararı olduğu ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekeceği, çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesinin de mümkün olduğu-
Tarafların müşterek çocuklarının yargılama sırasında doğduğu, bu nedenle tebdir nafakasının çocuğun doğduğu tarihten itibaren başlayacağı-
Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda birbirlerine karşılıklı olarak hakaret ve tehditte bulunan, fiziki şiddet uygulayan tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri gerektiğinden, davacı-davalı kocanın daha ağır kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı ve eşit kusur durumunda tazminatlara karar verilemeyeceği ve bu sebeple de, bu konudaki taleplerin reddi yerine, davalı-davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmayıp bozmayı gerektireceği-
Yoksulluk nafakası karara bağlandıktan ve kesinleştikten sonra , yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılması (kaldırılması) davasında yeniden kusur araştırması yapılamayıp; artık yoksulluk nafakasının sona erme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin (TMK.nun 176.mad.) incelenmesinin gerekeceği-
Dava, 10.12.2014 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan cenaze yardımından oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup..
Karşılıklı Boşanma
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda tarafların birbirlerine ağır sözlerle hakaret ettiği anlaşılmakla eşit kusurlu oldukları- Boşanma ile yoksulluğa düşecek olan davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.