Kocanın, dini inancı gereği karısını çarşaf giymeye zorladığının, dışarıda sadece gözleri görünecek şekilde örtünmesini, camları dahi gece silmesini istediğinin, eşi bunu kabul etmeyince onu evden kovduğunun ve tarafları barıştırma için aracı olan kişilere de "bu şekilde bu kız bana yaramaz" şeklinde sözler söylediğinin toplanan delillerle gerçekleştiği, mahkemece de kocanın gerçekleşen bu eylemleri nedeniyle "ağır kusurlu" kabul edildiği, davalının açıklanan eylemlerinin, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu-
Boşanma-Ziynet Alacağı
Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi halinde ölen eşin mirasçılarına, diğer eşin kusurunun tespiti için davaya devam etme hakkı tanınacağı- İlk ölen eşin diğer eşin öldüğü tarih itibariyle hayatta bulunmaması nedeniyle kendisinden sonra ölen eşin mirasçısı olamayacağı bu açıdan ilk ölen eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması konusunda kusurunun tespit edilmesinde hukuki yararının olmayacağı-
Maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşıldığından uygun miktarda tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Boşanma-Tedbir Nafakası- Yardım Nafakası
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşıldığı- Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiğinden, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- 
İşletenlerden hangisinin kusurlu olduğu yeterli araştırma yapılmasına karşın kesin biçimde tespit edilememişse tehlikelerin eşit varsayılarak zararın yarı yarıya paylaştırılacağı - Somut olayda yaralamalı trafik kazası nedeniyle Polis, Cumhuriyet Savcılığı ve Mahkeme kayıtları araştırılarak, bu kayıtlarda yer alan sürücülerin, yaralıların ve olay tanıklarının, zabıt mümzisi polis memurlarının beyanlarının celbi; bu kişilerin mahkemece de dinlenmesi; ceza davası açılmışsa bu davada maddi olgu yönünden yapılacak saptamanın eldeki hukuk davasına da etkili olacağından gerekirse bekletici sorun kabul edileceği; ayrıca dinlenen tanığın “…Bir kısım araç sürücüleri, sigortalı araç içindekilere yardım ederken ben de davalıyı pikabından çıkarıp ambulansta gelmediği için Balıkesir SSK hastanesine götürüp teslim ettim” şeklindeki beyanının üzerinde de durulacağı, Balıkesir SSK Hastanesi kayıtlarından bu durum araştırılarak tanığın beyanının buna göre değerlendirileceği-
Kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı; yapılan şikayet can güvenliğinden duyulan endişe üzerine yapılmış olup bazı somut olgu ve olaylara dayanmakta, ortada şikayeti gerektirecek derecede yeterli belirtiler (emareler) bulunduğundan, davalının şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı-
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerçekleştiğine göre eşit kusurlu eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince tazminata hükmedilemeyeceği-
Davacı ile davalının fiili oturma yerlerinin yakınlığı, annelik duygusunun tatmini ve çocuğun sağlıklı gelişimi ,anne şefkat, sevgi ve ilgisini yaşaması için seçenekli kişisel ilişkiye gerek bulunmayacağı, daha sık ilişki süresinin düzenlenmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.