Kadının güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, kocanın da birlik görevlerine yerine getirmediği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının daha ziyade kusurlu olduğu anlaşıldığından; davacı kocanın maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu- Velayeti anneye verilen 7 ve 17 yaşlarındaki müterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesi ve bu hususu hakimin görevi gereği re'sen dikkate alması gerektiği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yanında bulunan müşterek çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- 
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların aynı oranda kusurlu olduğu, bu nedenle eşit kusurlu olan taraf yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceği-(TMK.m.174/2) Ayrıca davalının yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmasının gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda, taraflar eşit kusurlu değil iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak ağır kusurlu eş lehine yoksulluk nafakasına takdir edilemeyeceği-
Boşanma davasında davalının çıkan tartışma sırasında eşine "boş ol" dediği, eve almadığı ve eşinin çeyizini yakmaya kalkıştığı bu eylemleri nedeniyle Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda eşe karşı kötü muamele suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşıldığından gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalının ağır kusurlu olduğu ve bu sebeple davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği- Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kocasına ve onun ailesine sürekli hakaret eden ve kocanın annesini döven, evden dışarı atan kadının kusuruna karşılık, eşine şiddet uygulayıp evden kovan ve başka bir kadını eve getirip birlikte yaşayan koca daha ziyade kusurlu olup, tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı- Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin gerektiği-
Davacı-davalının ağır kusurlu olduğu belirtildiğinden, kadın lehine maddi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Yoksulluk nafakasına hükmedilmek suretiyle yoksulluk nafakasının miktarı yönünden çelişki yaratılmış olup gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağından, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekeceği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davalı kocanın, davacı annesine fiziksel şiddet uygulayan müşterek çocuğu engellememesi, düzenli çalışmaması, birlik görevlerini yerine getirmemesi ve müşterek eve haciz gelmesine sebep olması; davacı kadının ise kusurunun olmaması, boşanmaya neden olan olaylarda davalı koca tam kusurlu olması nedeniyle, davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin kabulünün gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.