İşyeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkin davada, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında 2012/2013 vadeli mağazanın paket sigorta poliçesi düzenlenmiş olup, sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin yönetmelik uyarınca sigorta şirketlerinin bilgilendirme yükümlülüklerini yerine getirmiş kabul edilebilmeleri için bilgilendirme formunu düzenleyerek sigortalılara imzalatmak ve saklamakla yükümlü oldukları düzenlemesi karşısında sigorta poliçesi ile sigorta bilgilendirme formununda davacıya verildiği, bu formda davacı tarafın imzasının bulunduğu, poliçenin ek teminatları kapsamında alçıpan tavan çökmesinin ani ve beklenmedik şekilde çökmesi halinde teminat kapsamında olacağının düzenlendiği ve bilgi formunu imzalayan davacının da bu hususu kabul etmiş sayılacağı gerçeği karşısında ve riziko tarihinde yürürlükte bulunan TTK'nın 1423. madde hükmüne göre de süresinde itirazı olamayan sigortalı yönünden de poliçe hükümlerinin geçerli olduğu zararın teminat kapsamında olmadığı gözetilmeden eksik incelemeyle karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Asıl dava, el atmanın önlenmesi; karşı dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa alacak istemine ilişkindir...
Peşin ödenen kira parasının iadesi, kiralananda yapılan tadilat ve kiracıya ait eşya bedelleri ile kar kaybı alacağının tahsili istemi-
Davacı borçlu, menfi tespit davasında dava dilekçesinde açıkça, başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, bu icra dosyasında takip konusu yapılan ayların davacı kiracının bildirdiği tahliye tarihinden önceki aylar olduğu görülmüş olup davacı kiracı hakkında davalılar tarafından başlatılan takip nedeniyle ve bu takip talebinde talep edilen aylar kira paraları itibariyle kiracının borçlu olup olmadığı araştırılıp, varsa ödemeler mahsup edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarında yetki itirazının, ilk itiraz olarak ve en geç ilk oturumda davanın esasına girilinceye kadar ileri sürülebileceği, icra mahkemesince kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği-
Taraflar arasındaki,mesken niteliğindeki kiralananın kiraya verilmesine ilişkin kira sözleşmesinde, kira süresi ve kiralananın niteliğine göre ödeme emrinde BK 260. maddesinde öngörülen 30 günlük ödeme süresi tanınması gerekirken 6 günlük ödeme süresi tanınmasının hatalı olduğu, yasal içerikli olmayan ödeme emrinin tahliye sonucunu doğurmayacağı-
Borçlu akdin yenilendiğine veya uzatıldığına ilişkin İ.İ.K.nun 275.maddesinde açıklandığı gibi yazılı bir belge de ibraz edemediğinden alacaklının talebinin kabulünün gerekeceği-
Davalı kiracının 16.05.2014'de düzenlenen taahhütname ile taşınmazı 01.04.2015 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt ettiği- Davacının 02.02.2015 tarihli ihtarname ile kiralananın taahhüt edilen tarihte tahliye edilmesini istediği-, İhtarın davalıya 13.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği-. Türk Borçlar Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren 01.04.2014-01.04.2015 dönemi sona ermeden 13.02.2015 tebliğ tarihli ihtarname ile dava açacağını davalıya bildirdiğine göre, bildirimi takip eden uzayan kira yılı sonu olan 01.04.2016 tarihine kadar dava açabileceği- Bu durumda 15.05.2015 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu-
10.10.2012 tarihinde 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.