Davacı kiracı tarafından davalı kiraya veren aleyhine açılan menfi tespit istemine ilişkin davada; davalının dayandığı kira sözleşmesinin kira bedelini belirlemenin dışında başka bir nedenle düzenlendiği ve muvazaalı olduğu; uyuşmazlığın tarafların gerçek iradesine uygun olarak düzenlenen 12.09.2011 başlangıç tarihli 5 yıl süreli ve yıllık 11.000 TL bedelli kira sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekirken muvazaalı kira sözleşmesi esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Davalı borçlu dava konusu edilen taşınmazı devrettikten sonra taşınmazda oturmaya devam etmişse de, 17.08.2018 tarihinde taşınmazı devralan 3. kişi davalı H. O. ile davalı borçlunun eşi S. S.arasında kira sözleşmesinin düzenlendiğinin, 18.07.2018 tarihinde S.S.' nin H. A.Ş. hesabından davalı H. O.'nun hesabına 13.200,00 TL 1 yıllık kira açıklamasıyla ödeme yaptığının ve ödeme tarihinin davacının icra takibinde 16.08.2018 tarihinde yaptığı hacizden önce olduğu anlaşıldığından "davanın reddine" ilişkin kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı-
Davalı ile aralarında 01.10.2008 başlangıç tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, kira bedelinin emsalleri karşısında çok düşük kaldığını belirterek yeni kira döneminden itibaren kira bedelinin rayiçlere uygun aylık 2000.-TL olarak tespitine-
Kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemi-
Mahkemece, öncelikle dava konusu mahcuzlara ait olduğu ileri sürülen fatura ve serbest meslek makbuzu ile ilgili olarak, düzenleyen şirket ve kişiden dip koçanlarının istenmesi, daha sonra borçlu şirkete ait ticari defterler üzerinde araştırma yapılarak mahcuzlara ilişkin kayıt olup olmadığı, ...... olarak kayıtlı olup olmadığı, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususları da nazara alınarak araştırılması; bu araştırma sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Araç kira sözleşmesi ve kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca davacı kiracı tarafından, sigortalı olan dava dışı şirkete ödenen hasar bedelinin aracın kasko sigorta şirketinden tahsili istemi ile açılan eldeki dava dosyasında, davacı kiracının taraf sıfatının bulunup bulunmadığı- Sigortalı dava dışı şirketin uğradığı zararın, davacı şirket tarafından aralarındaki araç kira sözleşmesi hükümlerine istinaden mahkeme kararı sonucu tazmin edildiği, davacının kira sözleşmesi ve kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden davalı kasko şirketinden tazminat talebinde bulunduğu uyuşmazlıkta, alacağın davacıya temliki veya devrine dair dosyada herhangi bir belge-bilgi bulunmadığı, bu durumda nispilik ilkesi ve ilgili mevzuat uyarınca davalı sigorta şirketine karşı ancak kendi akidi tarafından dava açılabileceği, davacı kiracının taraf sıfatı bulunmadığı- Taraf sıfatının yokluğunun yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerektiği-
Davanın, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Kiracının kendiliğinden pencerelere PVC yaptırmasının, bunların tutarını kira borcundan mahsup etmesine neden olmayacağı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi- Mahkemece, davacının iddiaları ile ödeme dekontları üzerinde durularak ve daha önceki bozma ilamı doğrultusunda ödeme değerlendirilmek ve söz konusu ödemelerin takibe konu aylar kirasına ilişkin olup olmadığı araştırılmak suretiyle, denetime açık bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Haciz adresinin takip dayanağı senette yer alan adres ile aynı olduğu haciz adresinde bulunan ve borçlunun şube adresi olarak işlettiği anlaşılan ........ ünvanlı işyerine ait kira sözleşmesinin, vergi kayıtlarının ve ödeme kaydedici cihazlara ilişkin cihaz levhasının borçlu adına kayıtlı olduğu,yine haciz adresine ilişkin SGK işyeri bildirgesinin borçlu tarafından verilmiş olduğu,dosya kapsamında mevcut haciz tarihinden beş gün sonrasına ilişkin 29.12.2010 tarihli,borçlu ve davacı 3. kişinin eşinin imzalarını içeren vergi yoklama fişinde haciz adresinin borçlu tarafından işletildiğinin,3. kişinin haciz adresinde borçlunun çalışanı iken 2010 yılı Haziran ayında çıkışının verildiğinin, 3. kişinin eşinin ise 01.09.2010 tarihinde işyerinde çalışmaya başladığının beyan edildiği,benzer içerikteki SGK kayıtlarına göre 3. kişinin 03.03.2010-20.06.2010 tarihleri arasında haciz adresinde borçlunun sigortalı işçisi olarak çalıştığı,bu kapsamda İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu,davacı 3. kişinin dayandığı faturaların ise kendi adına olmadığı gibi davalı borçlu adına olduğu ve ayırt edici özelliklerinin bulunmadığı,bu maddi ve hukuki olgular ile mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı 3. kişinin İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde borçlu ile 3. kişi arasındaki uyuşmazlığın esasına ilişkin çözümleme getirmeyen başka bir mahkeme kararının yargılama giderlerinin aidiyetine ilişkin açıklama kısmı kesin delil niteliğinde kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.