Davanın, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davalının alacaklının kendisine borçlu olduğu yönündeki takibe itirazlarına ve davacının karşı iddialarına göre uyuşmazlığın yargılamayı gerektireceği-
Davanın, kiralananın aylık kira parasının tesbiti istemine ilişkin olduğu, ilk kira kontratının başlangıç tarihi itibariyle olayda üç yıldan fazla sürenin geçmiş durumda olduğu, bu itibarla yerel mahkemenin, 1.9.1994 tarihinde başlayacak yani kira dönemi için kiralananın aylık kira parasının endeks uygulanması suretiyle değil, tevhidi içtihat hükümleri dairesinde günün ekonomik koşulları, emsal karşılaştırması çerçevesinde hak ve nesafet kurallarına göre tesbit edilmesi gerektiğine değinen direnmesinin yerinde olacağı-
Mahkeme kararında kira parasının net mi brüt mü olduğu anlaşılamasa da, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kiralanan taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde aylık brüt kira parası tespit edildiğine göre mahkemece verilen kararın da bu miktara hak ve nesafet indirimi yapılmak suretiyle aylık brüt olarak tespit edildiğinin ve bu durumda da bir önceki dönem ödenen kira parasından daha düşük kira parasına hükmedildiğinin kabul edilmesi gerekirse de, kira parasının bir önceki kira döneminde ödenen kira parasının ÜFE endeksine göre yapılacak artıştan daha düşük bir tutar olamayacağından, hükmün bozulması gerekeceği-
Kiralananı satın alan davacı, TBK. mad. 310 uyarınca önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de, bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesine yönelik ihtar göndermesi gerektiğinden ve davacı tarafından davalıya iktisaptan sonra kira bedellerinin kendisine ödenmesi hususunda usulüne uygun tebliğ edilmiş ihtar gönderilmediğinden (tebligat, muhatabına tebliğ edilemeden iade edildiğinden), davalı tarafından önceki malike yapılan ödemelerin geçerli olduğu- Borçlu kiracı takibe dayanak yapılan kira sözleşmesine itiraz etmekle birlikte, imzasını açıkça inkar etmediğinden, İİK. mad. 269/2 gereğince, kira ilişkisi ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerektiği- Takibe dayanak kira sözleşmesinde kira bedeli aylık belirlenip, "kira bedeline ÜFE ve TÜFE ortalaması oranında artış yapılacağı" kararlaştırıldığına göre, davalı borçlunun, kira sözleşmesine göre kiranın ödendiğini veya istenemeyeceğini İİK. mad. 269/c'de belirtilen belgelerle kanıtlaması gerektiği- Ödeme dekontlarına göre takibe konu aylar kira bedelinin eski maliklere 10.000,00 TL olarak ödendiği anlaşıldığından, davalı kiracı tarafından eski maliklere yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri bankadan istenerek ve önceki maliklere davaya konu kira alacakları bakımından yapılan tüm ödemelerin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İstinaf başvurusu üzerine "85 s. K. hakkında 32 s. Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 2018-32/51 s. Tebliğ hükümleri uyarınca, kira bedeli TL cinsinden belirlenmediğinden, takip dayanağı kira sözleşmesi ve 01.01.2014 tarihli 'kabul-beyan ve taahhütnamedir' başlıklı belgenin icra takibine esas alınamayacağından, itirazın kaldırılması ve tahliye istemli davanın reddine" karar verilmişse de, alacaklı tarafından 01.01.2017 ve 01.01.2018 faiz başlangıç tarihli yıllık peşin ödenmesi gereken kira bedellerinin talep edildiği, davalı tarafından takibe dayanak kira sözleşmesindeki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz edilmediği için taraflar arasındaki dayanak kira sözleşmesinin söz konusu takip bakımından kesinleştiği ve bu sözleşmeye göre "kira bedelinin her yıl 1 Ocak günü ve peşin olarak ödeneceğine" dair düzenlenme dikkate alındığında, takip konusu 01/01/2017 ve 01/01/2018 tarihli döneme ait kira bedellerinin "gecikmiş alacak" niteliğinde olduğu- Takip talebinde talep edilen ödenmeyen kira alacaklarının "gecikmiş alacak" olarak kabulü ile döviz cinsinden tahsili talep edilebileceğinden, itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın İptali - Alacak-
Şikayette, temyiz yoluna başvuran kişinin, temyizde hukuki yararı olması gerekecek olup, şikayete ilişkin verilen kararın temyiz edilebilmesi için, temyiz yoluna başvuran kişinin, şikayette taraf olarak yer almış olmasının şart olmadığı, icra mahkemesinin verdiği karar ile hukuki yararı ihlal edilen kişilerin de temyiz yoluna başvurabilecekleri-
Davacı alacaklının, 15/04/2014 başlangıç tarihli ve dört yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak, 05/10/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Mart ayından Eylül ayına kadarki kira bedeli 4.862,00 TL kira alacağının işlemiş faiziyle tahsilini talep ettiği, ödeme emri borçlu kiracıya 20/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu süresinde verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği, borçluya tebliğ edilen ihtarlı ödeme emrinde otuz günlük yasal ödeme süresi verildiği, davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK.nun 269/1. maddesi uyarınca, yasal 30 günlük süre beklenmeden 26/10/2015 tarihinde açıldığı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı, bu durumda mahkemece 'tahliye isteminin reddine' karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Taşınmazın tahliye edildiği ve takibe konu tarihler arası kira parasının ödendiği İİK.nun 68. maddesinde yazılı belgeler ile davalı tarafından kanıtlanamadığında, bu ayların kira parasına ilişkin itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.