Kesin tarih içermeyen tahliye taahhüdünün, geçerli bir tahliye taahhüdü olarak kabul edilemeyeceği-
Kiracının-kiralananın, çıkan yangın nedeniyle kullanılamayacak duruma gelmesi nedeniyle-kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedip edemeyeceği konusundaki uyuşmazlığın icra mahkemesinde çözümlenemeyeceği–
Takip konusu kira borcunun, ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal 30 günlük süre içinde ödenmiş olması halinde temerrüt olgusunun gerçekleşmeyeceği ve borçlu-kiracı hakkında açılan tahliye istemli davanın reddedileceği-
İki haklı ihtar nedeniyle tahliye, birleşen dava ise ihtiyaç nedeniyle tahliye istemlerine ilişkin davada; davaya konu kira sözleşmesi 01.04.1995 başlangıç, 31.12.1995 bitim tarihli olup, dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6570 sayılı yasanın 11. maddesi gereğince sözleşmenin 01.01.1996 tarihinden itibaren aynı şartlarla birer yıllık sürelerle uzadığı; davanın açıldığı tarihe nazaran 01.01.2011 tarihinde sona erdiği; bu durumda 17.01.2011 tarihinde açılan iki haklı ihtara dayanan dava süresinde olduğundan işin esasının incelenmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe kefil tarafından yapılan itirazın kaldırılması ve kiracının kiralanandan tahliyesi istemlerine-
Temerrüt nedeniyle tahliye istemi-
Ecrimisil isteği-
Hakimin bilirkişi raporuyla durumun gereği gibi aydınlanmadığı kanısına varırsa, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırabileceği, mahkemece gerekirse, 3. kez bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle kira parasının tespiti gerekirken, ortalama kira parasının tesisine dair hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kiralananın kullanıma elverişsiz hale gelmesi veya kullanımının önemli ölçüde azalması kiracının kasıtlı olmayan bir eylemi ile meydana gelmiş olsa dahi, kiraya verenin kiralananın kullanıma elverişli halde bulundurulması yükümlüğünden kurtulamayacağı- Kiraya verenin kasıtlı olarak kiralanan alandaki elektriği kesme eylemi nedeniyle kiracının abonelerine belirli bir süre kaliteli iletişim hizmeti veremediğinin ve bu hali ile zarar görmüş olduğunun kabulü gerektiği-
Aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin davada; aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetlerinin sınırlandırıldığı, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konutun aile konutu özelliğini taşıdığı, getirilen bu sınırlandırmanın, “emredici” nitelikte olduğu, dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamayacağı ve açık rızanın ancak “belirli olan” bir işlem için verilebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.