Haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığı sonucuna varılmasının gerekeceği, borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı-
Türk Medeni Kanunu'nun 352. maddesi gereğince "anne ve baba velayetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlü olduğu" - Türk Medeni Kanunu'nun 360. madde gereğince "Ana ve baba çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse hakim, malların korunması için uygun önlemleri alacağı -
Her dava açıldığı tarihteki koşullar ve şartlar dikkate alınarak sonuçlandırılır. Davacının takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu ve bu alacağın yargılama sırasında ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece konusuz kalan davada takipteki haklılık durumuna göre taraflar yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalı alacaklının 01/09/2016 tarihli dilekçesiyle dava konusu mahcuz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep edip, İcra Müdürlüğü'nün 05/09/2016 tarihli kararı ile haczin kaldırılarak dava konusuz kaldığından konusuz kalan istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
İtirazın iptali davası-
Borçlu ile dünürü olan davalı arasındaki tasarrufun, bağış niteliğinde olduğu- Borçlunun kayınpederinin borçluların mali durumunu bildiği veya bilmesi gereken şahıslardan olduğu- Davalı üçüncü kişinin borçlular hakkında takip yapan avukatın babası olup aynı büroda avukatlık yaptıklarından anılan davalının da borçluların mali durumunu bildiği veya bilmesi gereken şahıslardan olduğu-
Taraflar arasındaki kooperatifin feshi, tasfiye heyetinin atanması davası-
Borçlu vekili adına işyeri adresine gönderilen gerekçeli karar tebligatının, "belli bir yerde mesleğini devamlı olarak icra eden gerçek kişiler" yönünden tebligatın yapılma usulünü düzenleyen Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 26. maddesi hükümlerinin uygulanması suretiyle tebliğ edilmesi gerektiği-
Yeni Tapu Sicil Tüzüğü'nün yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden itibaren, idareye müracaat etme ön şartını yerine getirmeden dava açan ilgililerin davayı açmakta haklı olduklarını söyleyebilme olanağı bulunmadığından, kendisini vekille temsil ettiren davalı Tapu Müdürlüğü lehine vekalet ücreti tayin edilmesinin kural olarak doğru olduğu, ne var ki, davacı, görülmekte olan başka bir davada mahkemenin verdiği yetki ve yönlendirme ile eldeki davayı açtığına göre; davayı açmakta kusuru bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Uyuşmazlık; davalı elektrik dağıtım şirketinin talebi ile aynı bölgedeki pek çok taşınmaz üzerinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 31/b maddesi çerçevesinde şerh oluşturulduğu anlaşılan olayda her bir malikin taşınmazları üzerindeki şerhin kaldırılmasını ayrı ayrı açılan davalar ile talep etmesinin AAÜT’nin 22 nci maddesi anlamında seri dava olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır..

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.