Tapusuz taşınmazın tescili istemi-
Taraflar arasındaki birleştirilen genel kurul kararının iptali-menfi tespit davası-
Davalılar murisi paylı maliki olduğu dava konusu taşınmazlardaki 1/4 payının tamamını davacıya satmayı vaadetmiş olduğu durumda; davalının murisi dava konusu taşınmazlarda müşterek paydaş olup bu payının tamamının satışını vadettiği için satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı mevcut olduğu- Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında; tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın paya dönüştürülmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmesi gerekeceği, ancak mahkemece, davacının gecekondusunun bulunduğu, dava konusu taşınmazın tamamının davacı adına tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taşkın yapı sahibinin taşkın yapıyı yaptığı sırada taşınmazın kendine ait olduğu veya ileride tarafına devredileceği düşüncesiyle bina yapması gerekeceği ve yapılan bu binanın da imar planına aykırı biçimde bulunmamasının gerekeceği-
-6352 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Anayasaya aykırı olduğuna dair yapılan başvuru üzerine verilen- Anayasa Mahkemesi'nin 04.07.2013 T. E: 2012/100, K:84 sayılı kararı-
Bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilmesi için İİK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde sayılan koşulların yanında, malik sıfatıyla ve ekonomik amaca uygun şekilde tasarruf edilmesi gerektiği gibi tescil istenilen taşınmazın da iktisabı mümkün bulunan yerlerden olması gerekeceği, taşınmazın davacıların zilyetliklerinde bulunduğu anlaşılmakta ise de, dava konusu taşınmazın ne şekilde tasarruf edildiği, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususları araştırılmadığı,ayrıca; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulama imar planının bulunup bulunmadığının ve onay tarihlerinin davalı belediye başkanlığından sorulması, imar çalışmaları yönünden kazandırıcı zamanaşımına engel bir durumun olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Acele el koyma bedelinin davalı tarafa bedel tespiti ve tescil davasından önce ödenip ödenmediği tespit edilip, ödenmemiş ise bedelin tamamına davadan 4 ay sonrası için, ödenmiş ise sadece fark bedele faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde faiz kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Önalım nedeniyle önalıma konu payın iptali ve tescili istemine ilişkin davada, mahkemece adı geçen idare mahkemesi kararı sonucu beklenerek hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki 13 parsele ilişkin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, davalı dışında başka hissedarların bulunmasına rağmen bu kişilerin sözleşmeyi imzalamamış olmaları nedeniyle geçersiz olduğu ve bu nedenle taşınmazdaki dairelerin tapusunu istenmesinin söz konusu olamayacağı- Diğer maliklerin sözleşmeye muvafakat verip vermedikleri ve daha sonra bunlarla sözleşme yapılıp yapılmadığı ve sonuç olarak bu sözleşmenin geçerli hale gelip gelmediği konusunda yeterli araştırma yapılmadığından, belirtilen bu hususlarda yeterli araştırma yapılarak diğer hissedarlarla sözleşme yapılıp yapılmadığı veya muvafakat vermeleri sebebiyle geçerli olduğunun anlaşılması halinde bu kez davacı tarafa inşaatın yasal hale getirilmesi konusunda yeterli süre ve yetki verilerek yasal hale getirilmesi, yasal hale getirilmesi durumunda tarafların talepleri hakkında ayrıca karar verilmesi gerektiği- Davalının, gerek cevap dilekçesi gerekse imzası bulunan ve itiraz etmediği sözleşme uyarınca, dava konusu parselin 1/2 hissesine sahip iken, bunun yarı hissesinin bedelinin davacı tarafından kendisine verildiğini ve bunun davacıya ait olduğunu kabul ettiğine göre, davalının, hali hazırda adına kayıtlı 39/70 hissesinin yarısının ve davalının sözleşmeden sonra sattığı hisseleri de nazara alınarak bu hisselerin de yarısının davacıya ait olduğunun kabulüyle, davacı talepleri hakkında hüküm kurulması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.