Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, çekişmenin taraflar arasındaki idari bir işlemden kaynaklanmadığının, idari işlemin iptaline yönelik de herhangi bir isteğin bulunmadığının, öte yandan, davacıların, hükmen tescil ilamının tapu kayıtlarına yansıtılmasını istediklerinin, dolayısıyla, mülkiyet hakkına dayanarak eldeki davayı açtıklarının anlaşıldığı, bu durumda, uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görev alanında kaldığı-
Bina yapımının, yerel idarelerden izin alınmasına bağlı olacağı, İmar Kanunu, kamu düzeni ile ilgili olup, emredici hükümler taşıdığından, mahkemelerce re’sen gözönünde bulundurulması gerekeceği, İmar Kanununa aykırı yapılan her türlü inşaatın yıkılması gerekeceğinden, yaratılan değerlerin hukuken korunması söz konusu olamayacağı gibi, yıkılacak yerlerle ilgili olarak iş bedelinin de, yasaya aykırılık devam ettiği sürece talep edilemeyeceği-
İnşaatın % 65’inin tamamlandığı durumlarda, yüklenici kusurlu olsa bile olayın özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda MK.2 uyarınca “sözleşmenin ileriye etkili sonuçlar doğuracak şekilde” feshinin kabulü gerekeceği–
21.6.1987 gün ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra yeni yasal düzenlemeye dayanılarak imar ihya nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında, kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılıp da reddedilerek kesinleşmiş bulunan tapu iptal ve tescil davalarına ilişkin kararların, o kararlarda imar ihya olgusu sabit görülmüş olsun veya olmasın kesin hüküm oluşturacağı-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemi-
İmar planının iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili isteği-
Mahkemece "inşaat mühendisi", "hukukçu" ve "emlak alım satım işleinde uzman olan kişi"lerden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde keşif yapılarak, dava konusu taşınmaz tasarruf tarihindeki gerçek değerinin saptanması gerekeceği–
Lehine mecra irtifak hakkı kurulması istenen binanın, yanından geçen belediyeye ait şehir kanalına bağlanmasının mümkün olması halin-de, davalıya ait taşınmaz aleyhine mecra irtifak hakkı kurulmasına karar verilemeyeceği-
Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edileceği, aksi halde kiracıdan ecrimisil alınacağı- Uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil adli yargı yerinde çözümleneceği-
Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilirken, dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüznölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerektiği- Davacı idare harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesinin yanlış olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.