Harcı ödenmeyen dava dilekçesinin kabul edilip, mahkeme esas defterine kaydının yapılması halinde bahsi geçen Yasa’nın 30. ve 32. maddeleri gereğince ödenmesi gereken harç miktarının belirlenerek harcın ikmali için süre verilmesi, verilen sürede harç yatırılmadığı takdirde, Harçlar Yasası’nın 30. maddesi gereğince davaya devam edilmeyerek HMK'nin 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına, HMK'nin 150/5. maddesi gereğince üç ay içinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İ. sözleşmesinin, ancak tarafların imzasını taşıyan yazılı delille kanıtlanabileceği- Yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa, HMK. mad. 202 uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Davacı ve davalılardan üçü dışında diğer taşınmaz malikleri olan davalılar ve son tapu maliki arasında yapılan taşınmaz devrinin davacıya iade etmek şartıyla inançlı temlik sebebiyle tapunun devri yapıldığına dair bu davalıların imzasını içeren yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge mevcut olmadığından, "son tapu maliki" olan davalıya, dava konusu taşınmazı satış suretiyle devir eden davalının  "yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair" imzalı beyanı ancak kendisini bağlayacağı, bu davalının beyanının da son tapu maliki davalı yönünden yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge olmadığı, bu nedenle davacı ile son tapu maliki davalı arasında inançlı temlik sözleşmesinin yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamamış olduğu ve bu durumda; tapu iptal ve tescil davasının reddi ile davacının terditli tazminat talebi yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
El atmanın önlenmesi davalarında dilekçesinde gösterilen dava değeri üzerinden davacı yararına vekalet ücreti takdir ve tayin edilmesi gerekirken, keşfen belirlenen ancak harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı yararına fazla avukatlık ücreti verilmesinin doğru olmadığı-
Çekişmeli taşınmazın bir bölümünü davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullandığı bilindiğinden ve davacı adına tescil edilme tarihinden sonra 8 sene içinde ecrimisil istendiği anlaşıldığından taşınmaz niteliğine uygun ecrimisil hesabının yapılması ve isteğin kabul edilmesi gerektiği-
Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Somut olayda ise, davacı tarafından yalnızca maktu başvuru harcı ile karar ve ilam harcı yatırıldığı ve davanın devamı süresinde eksik harç da tamamlanmadığı halde yargılamaya devam edildiğinin, hüküm kısmında da başlangıçta alınan harcın yeterli olduğuna ilişkin hatalı şekilde hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, o halde, mahkemece yapılacak işin; Harçlar Kanunu'nun 16. maddesine göre, öncelikle davacıdan dava konusu taşınmazın değerini açıklatmak, bu konuda taraflar arasında ihtilaf çıkarsa taşınmazların kıymetini gerekirse keşif yapılarak belirlemek, ardından nisbi peşin harcı ikmal etmek ve delilleri bu çerçevede değerlendirip tartışarak, sonucu dairesinde hüküm kurmak olması gerekeceği-
Çekişmeli taşınmazlarda iptale konu edilen payların dava tarihindeki değerinin belirlenmesinin ve yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler uyarınca harç ikmalinin sağlanmasının, ondan sonra işin esasına girilmesinin gerekeceği-
Karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilemeyeceği-
Asıl ve birleşen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri-
Davacıya eksik harcın tamamlanması için 15 günlük kesin süre tayin edilip, mahkemece eksik harcın verilen süre sonunda ikmal edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilse de, 6100 sayılı HMK'nun 94. maddesi uyarınca kanunun tayin ettiği sürelerin kesin olduğu, fakat verilen kesin sürenin de makul bir kesin süre olması gerektiği-
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nin 109/3. maddesinin "Dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez." şeklinde olduğu, davacının, 6100 sayılı HMK'nin 109/3 maddesi uyarınca talep sonucunu ıslah ile artırmak için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasına gerek bulunmadığı, hal böyle olunca; davacının ıslah talebi değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.