Plân ve haritaya bağlı taşınmazlarda, tapunun kapsamının saptanmasında öncelikle bu plân ve haritanın gözönünde bulundurulması gerekeceği, plân ve haritanın uygulanmasının olanaksız olması halinde, ka-yıtta yazılı sâbit sınırlara göre, tapunun kapsamının belirleneceği-
Taşınmazın fen bilirkişilerince düzenlenen rapor ve krokide B harfi ile gösterilen kısmının tapulama harici alanında kaldığı, ilke olarak kadastro tespitiyle kadastrodan önceki zilyetliğin kesintiye uğrayacağı ve kadastrodan sonra başlayacak zilyetliğin süresine eklenmeyeceği, dava konusu krokide B harfi ile gösterilen taşınmaz kısmının komşu parsel tutanaklarına göre 14.01.2003 tarihinde tespit harici bırakıldığı, bu tarihten eldeki davanın dava tarihine kadar yirmi yıllık zilyetlik süresinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de mahkemece gözönünde bulundurulmasının gerekeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü kapsamında açılan tescil davalarında, davalı konumunda bulunanların, aynı dava içerisinde Medenî Kanunun 713/6. maddesi hükmü kapsamında karşılık tescil talebinde de bulunabilecekleri-
Tescil ilamının, HMK'nun 303. maddesinde öngörülen kesin hüküm nedeni ile tescil ilamını alan davacı ve mirasçıları ile bu kişinin halefi durumundaki davalıyı ve aynı zamanda kararın tarafı olan Hazine'yi bağlayacağı- Mahkemece, tescil hükmüne esas olan krokinin mahallinde yapılacak keşifte zemine uygulanması, bilirkişilerden gerekçeli denetime açık rapor alınarak dava konusu yerin tamamının veya bir kısmının kroki kapsamında kalıp kalmadığının TMK'nun 719. ve 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesi hükmü uyarınca saptanması, tescil krokisine ait dosyanın gözönünde bulundurulması, belirlenen durumun krokiye yansıtılması, kayıt kapsamında kalan yerin tamamının veya bir kısmının belirlenen kıyı kenar çizgisine göre -tarifi 3621 Sayılı Yasanın 4. maddesinde yapılan- kıyıda kaldığının anlaşılması halinde, kararın tarafı olan Hazine'yi bağlayacağının düşünülmesi, kesin hüküm ile ilgili durum açıklığa kavuşturulduktan sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Zilyetlik nakledilmedikçe, tapusuz taşınmazın satışının tamamlanmış olmayacağı-
Tapu siciline güven ilkesi gereğince;orman sınırı içinde kalan taşınmaz üzerinde kamu yararı gözetilerek irtifak hakkı tesis edilmiş olsa bile 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 15. ve 17. maddelerinde gösterildiği şekilde irtifak hakkı kurulması gerektiği-
Öncesinde orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, imar ve ihya yolu ile özel mülkiyete dönüştürülmesinin mümkün olmadığı- Davacı yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığı- Taşınmazın Hazine adına tesciline ilişkin talebe dair de bir karar verilmesi gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı; bozmadan sonra yerel mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile karar verebileceği-
Mahkemece, davalıların tutunduğu tapu kaydının ve varsa yazılı dayanağının merciinden tüm tedavülleri ve dayanak belgeleri ile getirtilmesinin, mahallinde öncelikle haritasının mümkün olmadığında tapusunun teknik ve yerel bilirkişiler huzuruyla zemine uygulanmasının, taraf tanıklarından zilyetlikle ilgili bilgiler alınmasının, tüm bu bilgi, belge ve belirlemelerin, keşfi izlemeye infazı sağlamaya elverişli ölçekli kroki ve rapora yansıttırılmasının gerekeceği-
20. HD. 22.10.2019 T. E: 2018/4118, K: 6120-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.