Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğundan, davalının, davacının kira parasının 2004-2010 yılları arasında sözleşmede belirlenen miktardan daha yüksek olarak belirlendiğini iddiasına karşı beyanları alınarak, karşı çıkması durumunda, taraflar arasında kira parası miktarı çekişmeli olacağından, kira parasının miktarına ilişkin olarak taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, istenilen dönemle ilgili alacak miktarının belirlenmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Dava konusu edilen dairenin ecrimisil istenen ilk dönemde getireceği kira gelirinin belirlenmesi ve ilk dönem için belirlenen bu miktara ÜFE artış oranı yansıtılarak ecrimisil istenen son döneme kadar her dönem için ayrı ayrı hesaplama yapılması, hasıl olacak sonuca göre ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Kira geliri üzerinden ecrimisil değerinin, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise; ilk dönem için belirlenen miktara, ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği, hal böyle olunca; Daire uygulama ve ilkelerine aykırı şekilde, tecavüzlü arsa bedelinin kendisini amorti edebileceği yıl esasından hareketle yapılan ecrimisil hesabı esas alınmak suretiyle karar verilemeyeceği- Ecrimisil davalarında talep olması halinde hükmedilecek ecrimisil bedeline tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından itibaren yasal oranda faiz yürütüleceği, mahkemece, ecrimisil alacağının dönem sonlarından işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, dönem sonlarının kararda açıkça belirtilmemiş olmasının infazda tereddüt oluşturacağı-
Dava konusu taşınmazlar mesken niteliğinde olup mahkemece Kanun'da belirtilen esaslara uyulmadan, bilirkişi tarafından son dönem ecrimisil bedeli belirlendikten sonra geriye doğru endeks uygulanmak suretiyle aylık ecrimisil bedelinin bulunmasının doğru olmadığı- Davacı dava dilekçesinde iki daire için ecrimisil bedeli talep etmiş iken hükümde sadece bir daire için ecrimisil bedeline hükmedilmesinin bozmayı gerektirdiği-
8. HD. 08.12.2020 T. E: 2018/6846, K: 7960-
Çekişme konusu taşınmazın aile konutu olduğu tarafların kabulünde olup, her ne kadar davalıya çalıştığı kurumca lojman tahsis edildiği bildirilmiş ise de davalının bu tarihten sonra sözü edilen lojmanda ikamet ettiği saptanamadığından ecrimisilin başlangıç tarihinin boşanmanın kesinleştiği tarih olarak kabul edilip bu tarihten itibaren dava tarihine kadar hesaplanması gerektiği- Taraflarca delil olarak dayanılmayan ve tanık olarak gösterilmeyen bir kişinin beyanının esas alınarak hükmün gerekçelendirilmesinin isabetli olmadığı-
Çekişmeli taşınmazın bir bölümünü davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullandığı bilindiğinden ve davacı adına tescil edilme tarihinden sonra 8 sene içinde ecrimisil istendiği anlaşıldığından taşınmaz niteliğine uygun ecrimisil hesabının yapılması ve isteğin kabul edilmesi gerektiği-
T.M.K.'nun 599. maddesi uyarınca murisin ölümüyle mirasçıların hak kazanacağı ilkesi gözetilerek ecrimisilin murisin ölüm tarihinden itibaren hesaplanması gerekeceği; davada müddeabihin, diğer bir deyişle, dava değerinin miras bırakanın taşınmazdaki payına karşılık gelen değer olduğu göz ardı edilerek taşınmazın tamamının değeri üzerinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olacağı-
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceğinin vurgulandığı- Ecrimisilin, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarar olduğu, bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirleyeceği, haksız işgalin, haksız eylem niteliğinde olduğu- Ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlayacağı- İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.