Çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bu kuralın aksini iddia eden davacının HUMK.’ nun 290. maddesi uyarınca çeke karşı ileri sürdüğü iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerekir. Başka bir anlatımla somut olayda ispat külfeti her iki davanın davacısına aittir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
İtirazın iptali davası-
Peşin satışta, malın ve bedelin aynı anda karşılıklı olarak verildiğinin kabulü gerekip, davacı taraf bu kuralın aksini iddia edip “banka havalesi ile gönderilen paranın davalı tarafından daha sonra teslim edilecek mallara karşı avans olduğunu” iddia ettiğine göre, bunu yazılı delille kanıtlaması gerekeceği-
Tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğünün, kiracıya ait olduğu, kiracının, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamaması halinde, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunması gerektiği-
EBK'nın 81. maddesi uyarınca, öncelikli olarak kendi edimlerini yerine getirmeyen davacıların karşı taraftan ediminin ifasını istemeye hakları bulunmadığı-
Dava, bonodan dolayı borçlu olunmadığına hükmedilmesi istemine ilişkindir. Davada “davacının senedi ciro ettikten sonra davalının çalıp doldurarak kendisini hamil haline getirdiği” iddiasına karşı çıkan davalı böyle “bir durumun sözkonusu olmadığını” ileri sürerek gerekçeli inkârda bulunmuştur. Davacı iddiasını yazılı delille ispatlayamamıştır. Ne var ki, davacı delil listesinde açıkça “yemin” deliline de dayanmıştır. Bu itibarla davacının iddiasını ispatta dayandığı yemin delili çerçevesinde gerekli hatırlatma ve teklif yapılmak ve sonucuna göre karar vermek gerekeceği-
Tarafların fesih iradelerinin, en geç, davacı yüklenicinin inşaatı terkettiği ve arsa sahipleri tarafından onarım ve güçlendirme ruhsatı alındığı tarihte birleştiği anlaşıldığından, mahkemece, sözleşmenin bu tarih itibariyle feshedildiğinin tespitine karar vermekle yetinilmesi ve yine bu tarihten itibaren dava tarihine kadar BK 126/son maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan, davalılar vekilinin zamanaşımı def'inin kabulü ile davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası sonucunda verilecek kararda, dava lehine sonuçlanan taraf yararına İİK’nun 72. maddesinde gösterilen tazminata da hükmedilme olasılığı bulunduğu ve davacı tarafın borçlu olmadığını iddia ettiği senetlerin miktarının açık ve tartışmasız olduğu gözetilerek, davacı yanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak veya şimdilik kaydıyla kısmi dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı-
Menfi tespit davası-
Kuruma borçlu olmadığının tespitiyle, takibin iptaline-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.