506 sayılı kanunun m:79/10,2-9 hükümleri dikkate alınmadan, ve özellikle işverence SSK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmadan, dönem bordroları yok ise işverenin komşu işyerlerinin kayıtlara geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlara geçmiş kimseleri tespit edilip dinlenmeden, davalı kooperatife ait defterlerin incelenerek dava konusu dönemde ücret ödemelerinin olup olmadığı belirlenmeden eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilemeyeceği-
İtirazın iptali davası-
Dava dilekçesinde iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği, cevap dilekçesinde; savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin belirtilmesi gerektiği- Delillerin dava ve cevap dilekçelerinde belirtilmesi; dilekçelerinde belirtikleri delillerin en geç ön inceleme duruşmasında mahkemeye sunulması, başka bir yerden getirtilecek olması halinde delillerin toplanması için gerekli işlemlerin yapılması gerektiği, yani dava ve cevap dilekçelerinin verilmesinden sonra tarafların iddia ve savunmalarını kanıtlayıcı delil bildirmelerinin mümkün olmadığı- Usulüne uygun tebligata rağmen, yasal süresi içinde davaya cevap vermediği gibi herhangi bir delil de bildirmeyen davalının ön inceleme duruşmasında delillerini bildirmesi ve ön inceleme duruşmasından sonra da isim ve adreslerini bildirdiği tanıkların dinlenilmesinin mümkün olmadığı-
Süresinde bankaya ibraz edilmemiş olan çeke dayalı ilâmsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, bu çekin yazılı delil başlangıcı sayılacağı, davacının temel ilişkiye dayanarak alacağının varlığını –her türlü kanıtla– isbat etmesi gerekeceği–
Mahkeme duruşma açmak suretiyle tarafları dinleyerek hükmün tavzih yoluyla düzeltilmesine karar vermiş ise de tavzih yoluyla ancak hükmün infazında tereddüt oluşturacak hataların giderilmesinin söz konusu olabileceği, önceki hükmü değiştirecek şekilde tarafların sorumluluklarını artıran ya da eksilten yeni hüküm kurulamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde tavzihle sonucun değiştirilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
İ. sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
«Çekin keşide tarihinin, anlaşma hilafına, sonradan yazıldığı» iddiasının; yazılı belge ile isbat edilebileceği–
Vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa (davalılara) değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) ait olduğundan somut olayda, havaleci durumundaki davacı, değinilen yasal karine karşısında, davalılara yaptığı dava konusu havalelerin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümü altındadır; yani havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de, somut olayda kanıtlama yükümlülüğünün davacıya ait olacağı-
Kayıt maliki olan davalının, ceza davası sırasında savcılık, mahkeme ve müfettişlere verdiği ifadelerde taşınmazın davacı tarafından gönderilen paralarla alındığını, kendisine ait olmadığını, üzerindeki konutların davacıya ait olduğunu açıkça beyan ettiği anlaşıldığından davalının bu ikrarının bağlayıcı nitelikte olacağı ve açılan tapu iptali ve tescil davasının kabul edilmesi gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.