Davacı vekili dava dilekçesinde zamanaşımına uğrayan çeke ve davalı ile arasındaki temel hukuki ilişkiye dayanarak talepte bulunmuştur. Bu durumda mahkemece somut olay bakımından ispat yükü davacı tarafta olup, davacı, zamanaşımına uğramış çeke yazılı “delil başlangıcı” olarak dayanabileceğinden alacağını tanık dâhil her türlü delille kanıtlayabilir. O halde, mahkemece davacıya bu konudaki delilerini sunma olanağı tanınarak toplanacak deliller hep birlikte değerlendirmek sureti ile sonuca gidip karar vermesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen “sebepsiz zenginleşme” hükümlerine göre karar oluşturmasının bozmayı gerektireceği-
Dava konusu senedin hem rakamla hem de yazıyla olan kısımlarında miktarının ''yirmi milyon'' olduğu, senedin tanzim tarihinde ''TL'' para birimi geçerli olduğundan, senedin ''TL'' üzerinden düzenlenmiş olduğu, 01.01.2005 tarihinde ''YTL'' para birimi uygulamasına geçilmiş ve para biriminden altı sıfır atıldığından dolayı takip tarihi itibarıyla senetteki miktardan altı sıfır atılması gerektiği için senedin takip tarihi itibarıyla miktarının 'YTL'' ye eşdeğer ''20'' TL olarak kabulü gerektiği ve bu durumda mahkemece dava konusu senedin belirtilen bu miktara (20 TL) vade tarihinden itibaren hesaplanacak faizi de gözetilerek belirlenecek miktar üzerinden davanın reddine, bakiye kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasında, davayı açan davacının özellikle ödeme iddiasına kanıt olarak sunduğu tahsilat makbuzları ve ibranamelerdeki imzaların davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının bu davada araştırılması, imza incelemesi yaptırılması ve imza incelemesinden sonuç alınamaması halinde anılan belgelerin imzayı inkar eden tarafından yazıldığını ve imzaladığını görenlerin tanıklığına başvurulmak suretiyle ispat olanağının sağlanması gerekeceği-
9. HD. 08.06.2022 T. E: 6267 , K: 7225
İhbar ve kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili ile ulusal bayram, genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine-
Bononun tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış oluşunun mutlak şekilde senedin geçersizliğine neden olmayacağı-
Davacının elden yapılan ödemeleri usulüne uygun delillerle ispatlayamamış olmasına; davacı tarafından yapılan 15.000 TL'lik havalenin BK.86. maddesi uyarınca dava konusu bonoya mahsuben yapıldığının kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava ve takip konusu bonoda malen kaydı bulunmakta olup, davacı senedin borçlusu, davalı lehtarı ve takip alacaklısı, davalı şirket ise senette ve takipte bir sıfatı olmadığından, mahkemece, davalı şirket vekilinin husumet yönünden itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu- Uyuşmazlık konusu senede istinaden yapıldığı iddia olunan tüm ödemelerin takip konusu senedin tanzim tarihinden öncesine ait olduğu halde mahkemece bu ödemelerin senede yönelik olduğunun kabulünün isabetsiz olduğu-Senet tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 s. TTK. mad. 592 uyarınca, sonradan doldurulmak kaydıyla senet tanzim ve vade tarihi olarak açık senet düzenlenmesinin mümkün olduğu- Davacının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu HMK. mad. 200 uyarınca usulüne uygun yazılı delille ispat etmesi gerektiği-
Muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescil yolsuz bir tescil hükmünde olup; tapuda yapılan temlik ve tesciller illi işlemler olduğundan tapunun dayanağı sözleşme geçersiz ise tapu kaydının da Medeni Kanunun 1025. maddesine göre iptali gerekeceği-
Münhasıran ticari defterlere dayanılarak, münderecatının kabul edileceği beyan edilmemişse T.T.K. nın 83/II hükmünün uygulanma koşullarının gerçekleşmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.