Tapu kaydında düzeltim davalarında taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesinin, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturacağı, bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekeceği, bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılması ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerekeceği-
Davacının, davalı tapu Kadastro Müdürlüğü’nün, tapu kaydının güneyini M. Er olarak düzeltmesini, yüzölçümünü 298 metrekare olarak ve üzerindeki dükkanın da tesbit ve tescili gerektiğini ileri sürerek dava açtığı, hakkında tutanak tanzim edilmeyen taşınmazlarla ilgili ihtilaflara Kadastro Mahkemesi’nde bakılamayacağı, bu ihtilafların genel hukuk mahkemelerinde bakılıp sonuçlandırılmasının gerektiği-
Tapudaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesine karar verilebilmesi için kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmasının gerekeceği-
Doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla çekişmeli taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek suretiyle yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşifte, mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından sorulmak suretiyle taşınmazların kök muristen kalan yerler mi yoksa 3. kişilerden satın alınan yerler mi olduğunun belirlenmesi, terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşılmış ise bunun ne zaman yapıldığının ve çekişmeli taşınmazların bu paylaşıma konu olup olmadıklarının, çekişmeli taşınmazlarda davacı tarafın payının bulunup bulunmadığının, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullandıklarının maddi olaylara dayalı olarak mahalli bilirkişiler ve tanıklara açıklattırılması, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılması ve sonrasında toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Kök murise ait olduğu anlaşılan ...... ada ........ parsel sayılı taşınmaz hakkında davacıların hukuki yararları olmadığı gözden kaçırılarak bu taşınmaz hakkında da davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Kadastro tespitine itiraza-
Dava konusu taşınmazın çevresinde ortamalı niteliğindeki mera parselinin bulunduğu, esasen uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın niteliğinin belirlenmesiyle ilgili olup yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının komşu köyler halkı arasından seçilerek dinlenilmesinin, hava fotoğraflarından yararlanılmasının, komşu parsellere ait kadastro tutanaklarının onaylı ve okunaklı suretleri ile varsa tutanak ve dayanak tapu ve vergi kayıtlarının getirtilerek mahallinde uygulanmasının gerekeceği-
Dava konusu taşınmazla ilgili kadastro tutanağının düzenlendiğinin anlaşılması halinde, gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesini doldurma görevinin Kadastro Mahkemesine ait olacağı-
İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu sicilindeki yanlışlığın ancak mahkeme kararı ile düzeltilebileceği-
766 sayılı Yasa’nın 28/4 maddesine göre, komisyon kararının ilgililere tebliğinin gerektiği, itiraz üzerine tapulama komisyonunca feragat nedeniyle itirazın reddine taşınmazın tespit gibi tesciline kararın ilgililere tebliğine ve 30 günlük itiraz süresinin beklenmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, yapılan kesinleştirme işleminin ve buna ilişkin komisyon kararının yasa hükümlerine aykırı olduğundan hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle davacı yönünden kadastro tespitinin henüz kesinleşmediğinin kabulünün gerekeceği, tapulama tutanağı henüz kesinleşmediğinden hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı-
Dava konusu taşınmazlardaki isim düzeltmesinin her parsel için ayrı ayrı yapılmak suretiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde açıklandığı gibi infaza elverişli hüküm tesisi ve 132 ada 61 (eski 1471) parsel ve 141 ada 14 (eski 1502) parsele ilişkin hüküm kurulması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.