Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davada; taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan kişilerin de duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hak ve iddialarının bulunup bulunmadığının kendilerinden sorulacağı, deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 18.02.2016 T. E: 1641, K: 2653-
Kadastro mahkemelerinde dava değerinin, K.K.'nun 36/2 maddesi uyarınca taşınmaz mala ait son beyan dönemi emlak vergisi değeri olduğu, bu değerin kadastro ekibi tarafından belirlenerek tesbit tutanağının sol üst köşesinde yer alan "Harca Esas Değer" bölümünde gösterildiği, şayet bu değer belirlenmemiş ise, Kadastro hâkiminin, son beyan dönemi emlak değerini 28/10/1987 gün 19618 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Emlak Vergisi Değeri Bulunmayan Taşınmaz Malların K.inin Takdiri Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca belirlemesi gerekeceği-
Uyuşmazlık; tapu kaydındaki vakıf şerhinin terkini istemiyle açılan davada mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Olayda istek; 2981 sayılı Yasanın 10. maddesine, 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen ( b ) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasası’nın ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tesbit tutanağına süresi içersinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına esas alınan bir idari karar da bulunmadığından davaya bakmak görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu-
Hazine tarafından açılmış yöntemine uygun bir dava olmadan, TMK'nın 713/1. fıkrası çerçevesinde açılan davaya katılan Hazine'nin son mirasçı olarak tescil isteğinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Davada, denetime elverişli rapor alınması ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenerek, taşınmazın orman sayılmayan bölümleri varsa bu bölümlerin açıkça orman sınırları dışına çıkarılmasına hüküm kurulması ve hüküm kurulurken taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22-a çalışmaları sonucu oluşan güncel yüzölçümü dikkate alınarak hüküm tesis edilmesinin gerektiği-
Bir arazinin kullanım süresi, niteliği ve zilyetlik süresini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, bu hava fotoğraflarının dava konusu taşınmazın tespit gördüğü 1997 tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olmasının gerekeceği, bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 1997 olan tespit tarihine göre, 20-30 yıl öncesine ait (1977-1987) stereoskopik hava fotoğraflarının istenilmesinin ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesinin gerekeceği, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülebilmesinin, taşınmazın sınırlarının açıkça belirlenebilmesinin ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesinin mümkün olduğu-
Meranın aidiyetinin tesbiti istemi-
Gün olarak tayin edilen sürelerin hesabında tefhim ve tebliğ edildiği günün hesaba katılmayacağı (HMK. mad. 92) hükmü gereğince, 19.12.2012 tarihinde ilana çıkarılan kadastro sonuçlarının yasal askı süresinin 18.01.2013 tarihinde sona ereceği ve bu gün açılan davanın ilan süresi içinde açılan bir dava olduğu- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.