Somut olayda davacılara ait 8739 ada 2 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde bulunan bir kısım yerin davalılara ait 17 parsel sınırları içinde tespit edildiği iddiasıyla sınırların düzeltilmesi talebiyle eldeki dava açılmış ise de, dava tarihinden önce 09.09.2020 tarihinde dava konusu 8739 ada 17 parsel sayılı taşınmaz 6292 sayılı Kanun uyarınca satış işleminden davalılar adına tescil edilmiş olup zilyetliğe dayalı eldeki davanın satış işleminden sonra dinlenilme imkanının kalmadığı, taşınmazın mülkiyetinin belediyeden çıkarak davalı gerçek kişiler adına tescil edildiği, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre söz konusu satış işlemi iptal edilmeden davanın dinlenemeyeceği, ilk derece mahkemesinin dayandığı gerekçeye göre verilen karar usul ve yasaya uygun olup delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı-
Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline-
Feragat edilen parsel yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi, dava ve ıslah dilekçesindeki istemin, her bir taşınmaz yönünden eşit olduğu dikkate alınarak tazminat miktarının feragat edilen parseli kapsayacak şekilde belirlenemeyeceği- Bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler nedenleri izah edilerek giderilip, Mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli, gerekçeli bir bilirkişi raporu hazırlanması gerektiği- Yapılacak incelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde ise; zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenmeli ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınacağı-
20. HD. 02.07.2019 T. E: 2016/14132, K: 4733-
Taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, davalı idarenin kamulaştırması sonucu oluşan baraj gölünün, başka idareler tarafından içme ve kullanım amaçlı olarak kullanılması bu durumu etkilemeyeceğinden, husumetin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yöneltilmesi gerekeceği ve bu bakımdan mahkemece işin esasına girilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12/6.maddesi kapsamında inceleme araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının dilekçelerinde yer alan çelişkili beyanları üzerine duruşmada hakimce davacının talebi açıklattırılması gerektiği-
Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmanın Devletin kusursuz sorumluluğunda olduğu-
Mahkemece, davanın kısmi dava olduğu konusunda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, bozma ilamı sonrasında dosyaya sunulan talep arttırım dilekçesinin bu nedenle ıslah dilekçesi mahiyetinde olduğu, aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği ve bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı dikkate alınmadan bozma ilamı sonrası verilen 2. ıslah dilekçesine itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde kalıp davacı tarafından tapuya güvenilerek satın alınan taşınmaza ait tapunun, kesinleşen yargı karan gereğince iptal edilerek Hazine adına tescil edilmiş olması nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada, zararın tazmin edilmesi gerekip taşınmazı satın alan davacının, burasının özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu öngörmemiş olmasının, onun savsama niteliğinde bir davranışı olduğu gözetilerek hak ve adalete uygun bir indirim yapılması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.