Davacının asıl borçluya karşı ileri sürebileceği tüm defileri (şahsı defilerini) faktoring şirketlerine karşı da ileri sürebileceği, davacının dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti gerektiği-
20. HD. 22.10.2019 T. E: 2017/7441, K: 6151-
Dava konusu taşınmazın davacının mirasbırakan babasına satılıp devredildiği, miras ve taksimle davacıya geçtiği, davacı, mirasbırakanı ve satıcısının tespit tarihine kadar yirmi yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında dava konusu parsele zilyet olduklarının ve kazanma koşullarının oluştuğunun toplanan deliller ve yapılan inceleme ile belirlendiği, kazanma koşullarının oluşmasından sonra satıcı veya başkası adına Hazinece işgal tazminatı tahakkuk ettirilmesinin veya bu kişiler tarafından yapılan ödemelerin davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği-
Davacı Hazine’nin, tapulamaca vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve paylaşma sebebiyle davalı adına tesbit edilen dava konusu taşınmazın, orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, bu yerin Hazine adına tesciline karar verilmesini istediği, orman tahdidi ile 2/B uygulaması ile orman dışına çıkarma işlemlerine ait tutanaklar ve dayanağı haritaların uygulanmasının serbest orman mühendisleri aracılığı ile yapılması gerektiğinin de kuşkusuz olduğu-
Kadastro tespitine itiraz istemi-
Tapu senedine dayanan davacının mülkiyet hakkının davalının iddia ettiği şahsi hakka üstün olduğu, harici satış senedinin tarafı olmayan davacıyı bağlamayacağı-
Öncelikle çalılık ve makilik vasfı ile tescil harici bırakılan dava konusu yer bakımından orman araştırması yapılmasının zorunlu olduğu, 3116 sayılı Yasa’ya göre orman tahditi yapılıp yapılmadığı ya da 6831 sayılı Yasa hükümleri uyarınca çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılmasının zorunlu olduğu, nizalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kanunları gereğince bir çalışma yapılmamış ise, o takdirde en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarından yararlanarak (MAH uygulaması yapılarak) taşınmaz ve çevresinin durumunun belirlenmesinin gerekeceği-
Dava, taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir...
Organik bağ veya faaliyeti farklı olsa bile birlikte istihdamda tüm işverenlere hizmet veren işçiler ile geçişleri yapılan işçiler yönünden iş kolunun aynı olmasına gerek olmadığı- İş Kanunu’nun iş güvencesi il ilgili hükümleri (18-21 Maddeleri) emredici hükümler olduğundan, işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmadığının resen araştırılması gerektiği- Diğer taraftan İş Hukukunda istisnai ve sınırlayıcı hükümlerin dar yorumlanması gerektiği- İş güvencesi kapsamını belirleyen 30 işçi kuralı da istisnai nitelikte olduğundan dar yorumlanması gerektiği- Dosyaya sunulan SGK kayıtlarına göre davalı alt işveren işyerinde çalışan sayısı 30 işçi altında görünmekte olduğu- Ancak faaliyet alanı farklı olsa da organik bağ olduğu kabul edilen diğer şirkete işçi geçişleri bulunduğundan; mahkemece, davacının iddiaları doğrultusunda birlikte istihdam veya organik bağ bulunan işverenin işçi sayısı araştırılmadan ve bozma gerekleri tam yerine getirilmeden fesih tarihi itibari ile davalı şirkette çalışan sayısının 30 işçiden az olduğu ve aynı iş kolunda olmadığı gerekçesi ile diğer organik bağ bulunan şirketin işçilerinin sayıda dikkate alınamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.