Doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla çekişmeli taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek suretiyle yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşifte, mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından sorulmak suretiyle taşınmazların kök muristen kalan yerler mi yoksa 3. kişilerden satın alınan yerler mi olduğunun belirlenmesi, terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşılmış ise bunun ne zaman yapıldığının ve çekişmeli taşınmazların bu paylaşıma konu olup olmadıklarının, çekişmeli taşınmazlarda davacı tarafın payının bulunup bulunmadığının, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullandıklarının maddi olaylara dayalı olarak mahalli bilirkişiler ve tanıklara açıklattırılması, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılması ve sonrasında toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Kök murise ait olduğu anlaşılan ...... ada ........ parsel sayılı taşınmaz hakkında davacıların hukuki yararları olmadığı gözden kaçırılarak bu taşınmaz hakkında da davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Kadastro tespitine itiraza-
Orman niteliğindeki yerin kişilerce iktisabı mümkün olmadığından bir hakkın varlığından da söz edilemeyeceği, hal böyle olunca davacının ( miras yoluyla intikal eden ) zilyetliğinin dahi herhangi bir hakka dayandığının kabul edilemeyeceği, bu sebeple yerel mahkemenin davayı MK.nun 897. maddesine uygun zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirmesinin yerinde olacağı-
Haksız eylem nedeni ile maddi tazminat istemi-
20. HD. 18.09.2019 T. E: 2016/14771, K: 4961-
Kadastro hakiminin doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda olduğu- Somut olayda Mahkemece, orman bilirkişi raporuna ekli krokide ''O'' ve ''A'' harfi ile gösterilen taşınmazlar yönünden karar verilmiş ise de hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda taşınmazların ölçü değerleri koordinatları gösterilmediğinden infazının olmadığı-
İhbar olunan kimse; 6100 sayılı HMK'nin 64. ve 69. maddeleri uyarınca davada davalı sıfatını kazanamayacağı gibi, bu kişi aleyhine hüküm de kurulamayacağı-
Kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılan bir yerin ancak, imar ihya edildikten sonra 20 yılı aşan zilyetlikle 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17.maddelerindeki koşulların gerçekleşmesi halinde kazanılabileceği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesinde yer alan koşullarından birisinin de taşınmazın il ve ilçe imar planları kapsamında olmaması gerektiği-
''Dava konusu 3 adet çekteki keşideci imzalarının davacı eli ürünü olmadığının anlaşıldığı'' gerekçesiyle ''davanın kabulüne'' karar verileceği-
Bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler nedenleri açıklanarak giderilmesi gerektiği- Yapılacak incelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde ise; zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenmeli ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin verilerin esas alınması-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.