Davacı şirketin şirket merkezinde 02/03/2016 tarihinde çıkan yangın nedeniyle zayi olan ticari defterlerine ilişkin zayi belgesi verilmesi talebine-
Kanunda aranan başvuru süresinin hak düşürücü süre olmaması nedeniyle işin esasına yönelik delillerin toplanması ve özellikle karar defterinin kasten veya kasta yakın bir kusurun varlığı nedeniyle zayi olup olmadığını araştırarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dernekler Kanunu'nun 32. maddesine göre hasımsız olarak açılan, zayi belgesi verilmesi istemi-
Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 36.maddesinin “m” bendinde bankanın alınan çek yapraklarının kanuni sorumluluğu kadar miktarın depo edilebileceği hükmüne yer verildiğine göre mahkemece anılan sözleşme hükmü değerlendirilip tartışılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekeceği-
Davalı bankaya tahsil için davacı tarafından ibraz edilen çekin banka tarafından kaybedilmesine dayalı olarak çek bedelinin zarara neden olan bankadan tahsiline ilişkin davalarda, bankanın sorumluluğuna hükmedilebilmesi için çekin ibraz tarihi itibarıyla bankada karşılığı olması veya keşidecinin ibraz tarihi ile takip tarihi arasında mal varlığını elinden çıkarması sebebiyle davacının çek bedelini tahsil edememe durumunun sabit olması gerekeceği-
Zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin davada, dolu sevk irsaliyesinin varlığının kanıtlanması için matbaalara gönderilen müzekkerelere verilen cevapta söz konusu sevk irsaliyesinin 10.000 adet matbaada basıldığı ve davacı şirket yetkilisine teslim edildiği bildirilmiş olup mahkemece, bu husus değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, "dolu olduğu iddia edilen sevk irsaliyelerinin basımının yapılmadığı"ndan bahisle bu talebin reddinin hatalı olduğu-
1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde çekişmesiz yargıya tabi işlerin neler olduğu sayılmış, aynı Kanunun 383.maddesinde de çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça sulh hukuk mahkemesi olduğu ifade edilmiş, zayi belgesinin verilmesini düzenleyen 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 32/k maddesinde ise sulh hukuk mahkemesi dışında bir mahkemenin görevlendirilmediği-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davası-
Zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin davada, hak düşürücü sürenin zayi olan belgelerin tam olarak tespitinin yapıldığı tarihte başlayacağı- Sürenin son gününün resmi tatile denk gelmesi halinde, resmi tatili takip eden ilk iş günü  açılan nedeniyle davanın süresinde açılmış olduğu-
Murisin ölümünden sonra davalı kooperatif tarafından ölen ortağın mirasçıları ve adresleri ayrı ayrı belirlenip mirasçıların anasözleşme uyarınca temsilci tayin edip bildirmeleri ve ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda uyarılmaları gerektiği, bu koşula kooperatif tarafından uyulmamış olduğundan üyelik hakkının devredildiği konusunda herhangi bir iddia ve ispat bulunmadığından üyeliğin murise ait olduğunun kabul edilerek karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor