Davalı bankaya tahsil için davacı tarafından ibraz edilen çekin banka tarafından kaybedilmesine dayalı olarak çek bedelinin zarara neden olan bankadan tahsiline ilişkin davalarda, bankanın sorumluluğuna hükmedilebilmesi için çekin ibraz tarihi itibarıyla bankada karşılığı olması veya keşidecinin ibraz tarihi ile takip tarihi arasında mal varlığını elinden çıkarması sebebiyle davacının çek bedelini tahsil edememe durumunun sabit olması gerekeceği-
Zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin davada, dolu sevk irsaliyesinin varlığının kanıtlanması için matbaalara gönderilen müzekkerelere verilen cevapta söz konusu sevk irsaliyesinin 10.000 adet matbaada basıldığı ve davacı şirket yetkilisine teslim edildiği bildirilmiş olup mahkemece, bu husus değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, "dolu olduğu iddia edilen sevk irsaliyelerinin basımının yapılmadığı"ndan bahisle bu talebin reddinin hatalı olduğu-
1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde çekişmesiz yargıya tabi işlerin neler olduğu sayılmış, aynı Kanunun 383.maddesinde de çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça sulh hukuk mahkemesi olduğu ifade edilmiş, zayi belgesinin verilmesini düzenleyen 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 32/k maddesinde ise sulh hukuk mahkemesi dışında bir mahkemenin görevlendirilmediği-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davası-
Zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin davada, hak düşürücü sürenin zayi olan belgelerin tam olarak tespitinin yapıldığı tarihte başlayacağı- Sürenin son gününün resmi tatile denk gelmesi halinde, resmi tatili takip eden ilk iş günü  açılan nedeniyle davanın süresinde açılmış olduğu-
Murisin ölümünden sonra davalı kooperatif tarafından ölen ortağın mirasçıları ve adresleri ayrı ayrı belirlenip mirasçıların anasözleşme uyarınca temsilci tayin edip bildirmeleri ve ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda uyarılmaları gerektiği, bu koşula kooperatif tarafından uyulmamış olduğundan üyelik hakkının devredildiği konusunda herhangi bir iddia ve ispat bulunmadığından üyeliğin murise ait olduğunun kabul edilerek karar verilmesi gerektiği-
Şirket evraklarına dair zayii belgesi verilmesine ilişkin davanın hak düşürücü süre içinde dava açılmadığından davanın usulden reddi gerektiği- 
Hak düşürücü süre, zayi olan belgelerin tam olarak tespitinin yapıldığı tarihte başlayacağından, sürenin son gününün resmi tatile denk gelmesi nedeniyle davanın resmi tatili takip eden ilk iş günü ve süresinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği-
TTK 827'de öngörülen 15 günlük sürenin hak düşürücü süre olup, ziyanın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-
Dava, TTK'nın 704. maddesine dayalı istirdat davası olup; bu madde hükmüne göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak kötü niyetle iktisap etmiş olması veya iktisabta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki geri vermekle yükümlü olduğu, kötü niyetle iktisap veya iktisabta ağır kusurun ispatı ise çek istirdadını talep eden davacıya ait olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor