Yargıtay önceki kararı ücret araştırması yönünden bozmuş, davacı tarafın temyizindeki muvazaa iddiasına karşı ise, dairece bozma ilamında mahkeme kararında dava konusu alacaklardan davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğundan ve davacı tarafça muvazaaya dayalı ücret farkı v.s. gibi bir alacak talep edilmediğinden, davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiasının sonuca etkili olmadığının anlaşıldığı belirtildiğinden, bozma ilamının muvazaa yönünden kesin hüküm teşkil etmediği- Mahkemece davalılar arasındaki sözleşme ve şartnameler, davacıların murisinin hayatını kaybettiği iş kazasına yönelik iş yerinde düzenlenen iş müfettiş raporu içerikleri incelenerek ve gerekirse tanıklarda yeniden dinlenmek suretiyle davacıların murisinin tam olarak ne iş yaptığı, murisin çalıştığı sahada davalı Genel Müdürlüğün davacı ile aynı işi yapan işçisi bulunup bulunmadığının tespiti gerektiği-  Davalılar arasındaki sözleşme konusu işin yapılan asli iş olup olmadığı, asli işlerden ise, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı, yardımcı iş ise murisin hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığı, yaptırılan iş yönünden murise emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak, bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı Genel Müdürlüğü'nden den ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı hususlarının tespit edilmesi gerektiği-
Taşınmazın birden fazla kişiye kiraya verilmiş olması halinde, kiracılar arasında tahliye borcu bakımından zorunlu takip (dava) arkadaşlığı bulunduğundan ve tahliye borcu bölünemeyen borçlardan olduğundan, tüm kiracılar tarafından tahliye taahhüdünde bulunulması ve tahliye talebinin tüm kiracılara yöneltilmesi gerekeceği–
Çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteği-
Avukatlık sözleşmesinin hükmün kesinleşmesi ile sona erdiğinden açıkça sonlandırılmadığı veya diğer sona erme nedenleri bulunmadığı takdirde, vekalet ilişkisi halen devam ediyor olacağından, eğer ki, kesinleşme sürecinden sonraki işlemler için de aynı avukatın işe devam etmesi isteniyorsa, ayrı bir avukatlık sözleşmesi yapılması gerekip, hükümlü ile arasında uyarlama davasında kendisini temsil etmesi yönünde avukatlık sözleşmesi bulunduğuna dair bilgi veya belge mevcut olmadığı halde, sırf kesinleşen davada hükümlünün savunmanlığını yaptığı ve aralarında henüz geçerliliği sona ermemiş vekalet ilişkisi vardır gerekçesiyle avukata yapılmış olan tebligatın, uyarlama davası açısından geçersiz sayılacağı-
Yargılamanın yenilenmesi talep edilen .................. İcra Hukuk Mahkemesinin kararı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte imzaya itiraza ilişkin olup, bu karar hakkında yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı, o halde, mahkemece, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davaların, çekişmesiz yargıya tabi olduğundan kural olarak hasımsız açılmasının gerekeceği, hukuki yarar bulunması koşulu ile bu tür davaların uyuşmazlık çıkaran kişiler hasım gösterilerek hasımlı olarak açılmasının ve çekişmeli yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılmasının da mümkün olduğu, yabancı uyruklu miras bırakanların Türkiye’de bulunan taşınmazlarının intikalini sağlamak amacıyla açılan mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda hazinenin mutlaka taraf olacağına ve davanın hazine hasım gösterilerek açılacağına ilişkin olarak yasalarımızda zorlayıcı bir hükmün de bulunmadığı-
Tapu iptali ve tescil, yıkım-
Süresi içinde açılmayan şuf’a davasının «hak düşürücü süre ge-çirildiği» gerekçesiyle reddi gerekeceği-
Yargılamanın iadesi sebeplerinin hangisinin esas alındığı ve süreye ilişkin hangi bendin uygulandığı yeterince açıklanmadan 3 aylık süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.