Tapu maliki tarafından ihtarname gönderilerek taşınmazı bo-şaltması istenen zilyetin, ihtarnamesinin tebliği tarihinden itibaren “kö-tüniyetli zilyet” durumuna geleceği-
Uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Yargılamanın son celsesinde tahkikatın bittiği tefhim edilip sözlü yargılama için gün ve saat tayin edilmeden hüküm verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, HMK. 186 vd. gereğince sözlü yargılama için gün tayin edilip taraflara tebliğ edilerek ve sözlü yargılamada taraflara son sözleri sorularak hükmün açıklanması gerektiği- Davacının tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğu-
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, davacının kaza nedeniyle malul kalmadığının, 4 ayda iyileşebileceğinin bildirildiği, davacının kaza tarihi itibari ile çalışmadığı, 4 aylık geçici iş göremezliğinin bulunduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde 3 aylık iş göremezlik için aylık kazanç 600,00 TL olarak bildirilerek bu bedelle ve bu süre ile davacının kendini bağladığının gözetilmesi gerektiği, 6100 sayılı HMK'nun 26/1. maddesindeki "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın talebi aşılarak aylık 1.150,00 TL kazanç üzerinden 4 aylık 4.600,00 TL geçici işgöremezlik tazminatına hükmolunmasının doğru olmadığı-
Kamulaştırma bedellerine ilişkin ilamların kesinleşme tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun'un 1.maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46.maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Yabancı uyruklu miras bırakanların Türkiye’de bulunan taşınmazlarının intikalini sağlama amacıyla açılan mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda hâzinenin mutlaka taraf olacağına ve davanın hazine hasım gösterilerek açılacağına ilişkin olarak yasalarımızda zorlayıcı bir hüküm bulunmamakla birlikte, ıslah yolu ile dahi olsa zorunlu dava arkadaşlığı hali dışında bir davada taraf artırılması mümkün olmadığından hasımsız olarak açılan bir davanın dahili dava yolu ile hasımlı hale getirilmesinin de mümkün olamayacağı-
Davacı, iptalini talep ettiği bononun ön ve arka yüzünün fotokopilerini mahkemeye ibraz etmiş olup, davacının daha fazlasını ispata zorlanmasının, zayi nedeniyle bono iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getireceği-
Tapu iptal, terkin ve yıkım-
Mahkemece karar verilerek davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında davacı tarafından davadan feragat edildiği, feragat hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğundan feragat hakkında bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Takibin, dolayısıyla haczin geçersiz olduğu kesin hükümle belirlenirse istihkak davası konusuz kalacağı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin ve alacak miktarı ile hacizli malların değerinden hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.