Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 s. HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin 4721 sayılı TMK. mad. 706, 6098 sayılı TBK. mad. 237 ve 2644 sayılı Tapu Kanunu mad. 26 hükümleri uyarınca resmi şekle bağlı olduğu, harici satışların mülkiyetin nakli yönünden geçersiz bulunduğu ancak geçersiz sözleşmeye göre kayıt malikine bir bedel ödenmiş ise, ödeyen yararına hapis hakkı tanınması olanağı doğacağının 10.7.1940 tarih, 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı, taşınmazı haricen temlik eden kişinin aldığı satış bedelini karşı tarafa ödemedikçe haricen satın alan kişinin taşınmazı terk etmesini isteyemeyeceğinin vurgulandığı- İyiniyetli zilyedin geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebileceği ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabileceği- Davalı vekilinin davada yasal şartlar oluşmadığından bahisle davanın reddini talep etmesinin ve taşınmazın rayiç bedelinin ya da güncelleştirilmiş bedelinin kendilerine ödenmesi yönünde bir taleplerinin olmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte güncelleştirme ile ilgili bilirkişi raporunun yetersiz olup değerin düşük hesaplandığını belirtmesinin hapis hakkından vazgeçtikleri anlamını taşımadığı, davanın tümden reddini talep ettiklerini vurgulamak amacıyla yapılmış bir beyan olduğunu kabul etmek gerekeceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekeceği ancak, olayda davalılar farklı olduğundan kesin hükmün koşullarının oluşmadığı, ayrıca, asıl-alt işverenlik ilişkisinde mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olmadığı-
Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK. mad. 166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün olmadığı, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı kalarak hüküm kurması gerektiği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın eş yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerektiği- Ev alması için eşe gönderildiği iddia edilen paraya ilişkin olarak yapılan maddi tazminat talebinin, boşanmanın eki niteliğindeki maddi tazminat (TMK. mad. 174/1) olmadığından, ayrıca nisbi harca tabi olduğu- Eşin, şantaj ve tehdit yoluyla imzalatılan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine (menfi tespit) ilişkin talebinin nisbi harca tabi olduğu-
506 Sayılı Kanun'un geçici 20. maddesi kapsamında kurulan sandıklarca bağlanan aylıkların 5510 Sayılı Yasa'nın 93/1. maddesi uyarınca haczi mümkün olmayıp, 506 Sayılı Kanun'un 128. maddesi gereğince kurulmuş olan sandıklardan alınan maaşların ise İİK.nun 83.maddesi uyarınca 1/4'ten aşağı olmamak üzere kısmen haczinin mümkün olduğu; dolayısıyla borçlunun maaşını aldığı vakıf sandığının statüsü incelenerek, haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Sonradan aynı malın tekrar haczedilmesi halinde, davanın sebebi ve tarafları aynı olsa bile, önceki davada verilen hükmün, kesin hüküm teşkil etmeyeceği, dolayısıyla, ne alacaklı ne de üçüncü kişi kesin hüküm itirazında bulunabileceği- Açtığı ilk istihkak davasını kaybetmiş olsa bile, üçüncü kişinin bu arada malın mülkiyetini kazanmış olabileceği ve dolayısıyla aynı malın tekrar haczedilmesi halinde yeniden istihkak davası açabileceği-
Düğünde takılan 6 adet bileziğin, davacı kadına iade edilmemek üzere , kadının isteği ve onayı ile harcandığı hususu da davalı tarafça ispat edilemediğine göre, davacı kadın lehine, düğünde takılan 6 bilezik yönünden, bileziklerin birleşen dava tarihindeki değeri dikkate alınarak, ziynet alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Menfi tespit davası bozma ilamına uyularak-
İİK. 133 gereğince işlem yapılmış olmasının İİK. 134'e göre yargılama yapılmasını engellemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.