Muuvazaa iddiasına dayalı davalarda, mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması herkesin iddiasını ispatla yükümlü olduğunun gözetilmesi gerektiği- Davalıların evlilik tarihi ile mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazları temlik tarihinin aynı olduğu, tapu kayıtlarına göre mirasbırakan adına kayıtlı başkaca pek çok taşınmazın bulunduğu, mirasbırakanın asıl amaç ve iradesinin kızından mal kaçırmak olmadığı, tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davalı oğlu ile davalı gelininin evliliği sırasında adetleri gereği altın ve ev yeri karşılığı hediye olarak verildiği, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket ettiğinin kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Muteriz borçlu vekilinin ihtiyati hacze itiraz tarihinin 07.03.2016 tarihi olduğu ve alacaklının feragatinin daha sonraki bir tarihte gerçekleştiği gözönüne alınarak; ihtiyati hacizden ve takipten feragat nedeniyle itirazın İİK’nın 265. maddesinde sayılan nedenlere dayalı olup olmadığı tartışılmaksızın muteriz borçlu hakkındaki ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Feragatın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı ve feragatten dönülemeyeceği-
Davacı tarafından daha evvel açılıp reddedilen ve kesinleşen boşanma davasına ilişkin kararın, bahse konu davada kesin hüküm oluşturup oluşturmadığının tespiti açısından önceki boşanma davasına ilişkin dava dosyasının getirtilerek incelenmesi ve her iki davada da aynı hukuki sebebe dayanılıp dayanılmadığı, aynı hukuki sebebe dayanılmakta ise ilk davada ileri sürülen vakıalardan başka yeni vakıalar ileri sürülüp sürülmediğinin araştırılması gerekeceği-
Kamulaştırma bedelinin idareye tebliğ tarihi olan 30.05.2000 tarihinden ilamın kesinleşme tarihine kadar yasal faiz, kesinleşmeden itibaren muhtıra hesap tarihi olan 07.10.2015 tarihine kadar Anayasa 46/son faizinin uygulanacağı kuralı gözönünde bulundurularak, mahkemece alınan bilirkişi raporunda Anayasa 46/son kapsamında yapılan değerlendirmeye göre karar verilmesi gerekeceği-
Rücûan tazminat istemi-
Mirasın reddi davası sonucunda verilecek karar kesinleşinceye kadar davadan feragatin mümkün olduğu, davadan el çekilip, temyiz aşamasında iken davacılardan biri tarafından davadan feragat edilmesi halinde karar verme yetkisi mahalli mahkemeye ait bulunduğundan, öncelikle davacı yönünden feragat hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tazminat ve velayet isteminde bulunduğundan, yargılamaya devam edilerek kusur ve haklılık durumuna göre velayet yönünden de kesin hüküm oluştuğu gözetilerek tazminat talepleri ile yargılama gideri ile vekalet ücreti konusunda hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin bozmayı gerektirdiği-
Boşanma davası devam ederken kesinleşen yabancı mahkeme boşanma kararının, tanıma kararı ile kesinleştiği andan itibaren kesin hüküm ifade edeceği; tedbir nafakasına ise boşanma veya ayrılık davasının devamı süresince hükmolunabileceği; evliliğin sona ermesinden sonra tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği; tarafların yabancı mahkeme kararı ile boşandıkları dikkate alınarak, davacı yararına dava tarihinden bu tarihe kadar geçerli olacak şekilde tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.