8. HD. 04.12.2017 T. E: 2015/14496, K: 16096-
İcra mahkemeleri kararları kendi aralarında kesin hüküm oluşturacağı- Aynı konu, aynı taraf ve aynı sebebe dayalı olarak derdest bir itiraz dosyasının bulunması halinde istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Verasetin iptali davası herhangi bir zaman aşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmadığından her zaman açılması da mümkün olduğundan, somut olayda asıl olan kamulaştırmasız el koyma bedelinin gerçek hak sahip ya da sahiplerine verilmesi gerekeceği-
Davacı hakkında Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada verilen kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre, olayın öğrenilmesi üzerine yapılan tahkikat sonrası 6 iş günlük süre içinde yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı belirlenip kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin değerlendirilmesi gerektiği-
İdarenin kıyı kenar çizgisi çalışmalarında, o yere ilişkin kamu görevlilerince önceden oluşturulmuş komisyon çalışmalarını içerir kayıt ve belgeleri getirtilerek, bunlardaki verilerle, mahkemece kıyı kenar çizgisi oluşturmak için bilirkişilerce yapılan çalışmalarda elde edilen veri ve bulguların örtüşmemesi durumunda, bunun nedenleri hakkında bilirkişilerden bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı, doyurucu ve denetime açık ek rapor alınması gerektiği; yani, eldeki uyuşmazlıkta idari saptamalardan takdiri delil olarak yararlanılmasının zorunlu olduğu-
Menfi tesbit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olmadığı-
Muvazaa davasının devamı sırasında, tenkis davasının sonuçlanıp, verilen tenkis kararının kesinleşmesi halinde, muvazaa davasının reddi gerekeceği -
2030 parsel sayılı taşınmazın maliki iken S.hisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/150 Esas ve 2005/169 Karar sayılı ilamı ile açılan isim tashihi davası sonucunda taşınmazın davalıların mirasbırakanı M. kızı H. Akan adına hükmen tesciline karar verildiğini, bu suretle oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, M. kızı H. Akan adına olan tapu kaydının iptali ile M. kızı H. Atar adına tesciline-
Yargılanmanın yenilenmesi davasında, ikinci hükmü veren mahkeme ilk hükümden haberdar olmuş ve kesin hüküm itirazını reddetmişse yargılamanın iadesi yoluna gidilemeyeceği-
5841 sayılı Yasayla 3402 sayılı Yasanın 12/3.maddesine eklenen hüküm ile geçici 10.maddenin yürürlüğünün durdurulduğu ve akabinde de 23.7.2011 tarihinde iptale ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazete'de yayımlanmış olduğu anlaşılmakla, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.