4. HD. 17.05.2023 T. E: 2022/1098, K: 6560
İcra takibine dayanak ilamın, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, ilamın infazı için kesinleşmesinin gerekmediğini, dosya içerisine sunulmuş tehiri icra kararı ve mehil vesikası bulunmadığından takibin devamında ve yapılan işlemlerde isabetsizlik bulunmadığını, 15 nolu parsele ilişkin olarak taşınmaz muhammen bedelin üzerinde satıldığından İİK 134/2 maddesi gereğince açılan davada davacının hukuki yararının bulunmadığını, bu taşınmaz yönünden mahkemenin davanın hukuki yarar yokluğundan reddine ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığını, diğer taşınmaz yönünden davacı vekiline usulüne uygun satış ilanı ve kıymet takdirinin tebliğ edildiğini, davacı tarafından kıymet takdirine itiraz edilmiş ise de, İİK 128/a maddesi gereğince delil avansı yatırılmadığından, kıymet takdirine itirazın reddine karar verildiğini, verilen kararda isabetsizlik bulunmaması nedeni ile davacının kıymet takdirine yönelik iddialarının artık eldeki davada incelenmesinin mümkün olmadığını, ihalede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus da bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verileceği-
İstinaf mahkemelerinin hukuki denetim yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak tahkikat sonucuna göre yeniden karar verme yetkisini haiz olan bir hüküm mahkemesi olduğu kabul edilirken, diğer taraftan da söz konusu hükümle bir nevi eksik inceleme gerekçesiyle dosyanın mahalline geri gönderilmesinin kabul edildiği- Dar istinaf sisteminin amacına uygun olarak istinaf mahkemelerinin hukuki denetim görevini yerine getirirken gerektiğinde yeniden tahkikat ve inceleme yapmalarına imkân verecek bir uygulamanın benimsenmesinin ancak ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine konu olacak verilerin bulunmaması hâlinde ise tahkikatın yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesi gerektiği- Olaya ve maddi delillere en yakın olan mahkemenin ilk derece mahkemesi olduğu-
Borçlu-davacının takip konusu parayı (borcu) ihtirazi kayıt öne sürmeden ödeme emrine itiraz süresi içinde ödediğinden ve bu ödeme, cebri icra tehdidi altında yapılmış bir ödeme sayılmadığından, İİK.nun 72. maddesine göre menfi tespit ve istirdat istemli dava açamayacağı, davacı-borçlunun ancak şartları varsa sebepsiz iktisap davası açabileceği-
Önemli ölçüde tehlike arzeden işletmenin faaliyeti sırasında meydana gelen ölüm nedeniyle tazminat istemine ilişkin davada, davacı eşin rapor tarihi itibariyle 45 yaşında olduğu, 18 yaşından küçük 4 çocuğu bulunduğundan ve halen evlenmemiş olması nedeniyle evlenme ihtimalinin kalmadığı, buna göre evlenme şansı indirimi yapılamayacağı- Oluşan zarardan davalı üst işverenin denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve oluşan zarar ile eylemi arasındaki illiyet bağının kesildiğini ispat edememesi nedeniyle sorumlu olacağı- Olayın meydana geliş şekli, ölenin kusurunun bulunmaması, davalının kusuru, tarafların sosyal ekonomik durumu birlikte değerlendirildiğinde takdir edilen manevi tazminatların az olduğu- Haksız fiillerde faizin haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren işletilmesi gerektiği- Islah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi hatalı ise de davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından yasal faizin ıslah edilen miktar üzerinden ıslah tarihinden itibaren işletilmesi yönünde karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, 3308 sayılı Kanun'un 25 inci maddesine dayalı ödenmeyen staj eğitim ücretinin tahsili istemine ilişkindir...
Davalı bankanın internet bankacılığı üzerinden davacının izni dışında gerçekleştirilen işlemler nedeniyle uğradığı zararın tazmini ve kredi borçlarının iptali istemi- Davacının, bankanın müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında yaptığı işlemler sonucu zarar ettiğini ve buna bağlı olarak rızası dışında çekilen krediden dolayı bankaya borçlanmadığını iddia ederek tazminat talep ettiği- Bölge Adliye Mahkemesince, eksik ve hatalı gördüğü hususlara yönelik olarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması, dosyadaki delillere göre davaya konu olayın gerçekleşmesi ve zararın doğmasında hangi tarafın kusurlu olduğunun veya kusurun paylaştırılıp paylaştırılamayacağının tespit edilmesi gerekirken, re'sen kusur oranlarının yeniden belirlenmesi ve bilirkişi raporlarının aksine tüm kusurun yetersiz gerekçelerle davalı bankaya yüklenmesinin doğru olmadığı-
4. HD. 26.04.2023 T. E: 2021/19505, K: 5671
Uyuşmazlık, 10.05.2002 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada yaralanarak malul kalan dava dışı Ş. D.cioğlu'na ödenen maluliyet tazminatının araç sürücüsünün kusurundan dolayı araç malikinden/ sürücüsünden rücuen tahsili istemine ilişkindir...
Her iki araç alım tarihide 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra alındığına göre eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden davanın katkı payı alacağı olarak değil edinilmiş mallara katılma alacağı olarak değerlendirilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.