7. HD. 17.12.2024 T. E: 677, K: 5736
Muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespitinin istenemeyeceği- Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığının kabul edilmesi, muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği-
Hakimlerin hukuki sorumluluğunun HMK. mad. 47'de öngörülmüş olduğu- İcra mahkemesi kararlarının hüküm ve sonuç doğurması için kesinleşmesine gerek olmadığından, icra mahkemesi kararı ile "ödeme emrinin iptali"nin sonucu olarak taşınmaz üzerindeki haciz kalkmış olacağı ve bu kararın icra müdürlüğüne ibrazı ile mahcuz taşınmaz mülkiyeti üçüncü kişi üzerinde iken, haczin terkin edilmiş olduğu- Alacaklının takip konusu alacağını alıp almayacağı henüz belli olmadığından ve alacaklının tasarrufun iptali davası açabilme, borçlunun başka mal ve alacakları üzerine haciz koydurabilme ve alacağını tahsil edebilme imkanı varken takip dosyası işlemsiz bırakılarak bu davanın açıldığı görülmekte olup davacı vekilinin "geçici veya kesin aciz belgesi almadıklarını İİK'nun 277 ve devamı hükümlerine göre tasarrufun iptali davası da açmadıklarını" beyan ettiği de anlaşıldığından, icra hakiminin davaya konu kararı ile bir zararın meydana geldiğinin söylenemeyeceği-
Mirasın reddi davasında görevli mahkemenin Sulh hukuk mahkemesi olduğu-
Uyuşmazlık, tarımsal sulama aboneliğinden kaynaklanan icra takip dosya borcu nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir...
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olup, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
HMK 341. maddede istinaf yoluna başvurulabilen kararlar olarak açıkça ve sınırlı olarak yazılı olan "nihai karar " lardan, "ihtiyati tedbir , ihtiyati haciz taleplerinin reddi", "bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlardan/ara kararlar"dan veya "İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlar" dan olmadığı anlaşıldığından istinaf kanun yoluna tabi olmadığı-
Davacı idare ile davalı arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkin uyuşmazlık-
İİK.nın 129/1. maddesine uygun bir şekilde taşınmazın kesinleşen kıymet takdiri üzerinden ihaleye çıkartıldığı, muhammen bedelin %50'si ve paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını da karşılayacak şekilde satıldığı, İİK madde 126'ya uygun ilanın yapıldığı, İİK madde 128/a-3.fıkrası uyarınca kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl geçmeden ihalenin yapıldığı, İİK madde 114/2 cümle uyarınca satış ilanının elektronik ortamda da yapıldığı, internet ortamından teklif verilmediği, resen yapılan değerlendirmede de kamu düzenine ilişkin herhangi bir fesih sebebi de bulunmadığı- Ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.