Bir Türk vatandaşının, boşanma konusunda, Türk mahkemesi ya-nında, yabancı mahkemede de dava açmasının sonuçları–
4 nolu mesken yönünden katkı payı alacağı isteği-
Yaklaşık 3 yıla yakın bir süreye ilişkin TİS artışlarından kaynaklanan alacaklarını belirlemesi davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu dikkate alındığında davacı işçiden beklenemeyeceği gibi, söz konusu alacakaların belirlenebilmesi için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi gerektiğinden ve tahkikata ihtiyaç duyulduğundan, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin ve davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
Katkı payı alacağına ilişkin davanın, aile mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mükellefin merkezden bağımsız olarak hakkediş ödemeleri karşılığında işlemlerini yürüttüğü işyerinde kargo faaliyeti dışında başkaca bir faaliyette bulunmadığı ayrı bir muhasebesinin olduğu aldığı hakkedişler ile faaliyetine devam ettiği ayrıca söz konusu işçilerin merkezden bağımsız olarak mevcut işyerinde sigortalı olarak çalıştığı işe giriş bildirgesinden göründüğünden, söz konusu mükellefin şirket unvanı ile Ticaret Sanayi odasına Şahıs kaydı yaptırdığı söz konusu mükellef nezdinde herhangi bir şirketin şubesi olarak kayıt bulunmadığından davalı şirketin şubesi olarak tesciline ilişkin davanın reddi gerektiği-
7. HD. 07.11.2024 T. E: 3264, K: 4987
Uyuşmazlık; davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturaya yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2 nci maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nisbi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği-
Fesih ve işe başlatmama sebepleri her olayın özelliğine göre değişkenlik arz edebileceğinden, kanun koyucunun somut olayın özelliğine göre takdir hakkını hâkime bıraktığı durumda, bağlayıcı nitelikte olan İçtihadı Birleştirme Kararı ile sınırlandırma yapılması uygun düşmeyeceğinden içtihadı birleştirmeye gerek bulunmadığı-
Davalı aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 16.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 20.10.2021 tarihli borca itiraz dilekçesinde alacaklıya borcu olmadığını beyan ettiği, borca yasal 7 günlük sürede itirazda bulunduğu, borçlunun imzasını inkar etmediği, İİK m. 68/1 de sayılan belgelerden herhangi biri ile borcu ödediğine ilişkin de bir delil sunmadığından borçlu olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle 'itirazın kesin olarak kaldırılmasına ve asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.