Meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda borçlunun ekonomik ve sosyal durum araştırması nazara alınarak haline münasip taşınmaz değerinin belirlendiği, bu hali ile bilirkişi raporunun hükme dayanak yapmaya elverişli olduğunun kabulü gerekeceği-
Davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemi-
Karar düzeltme yoluna ve Anaysa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmayan davalı avukatın özen borcunu yerine getirmemiş sayılacağı- Somut olayda bu yollara başvurulması halinde de davacı yararına bir sonuç alınamayacağı anlaşıldığından, davacının avukatı aleyhine açtığı tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Karar düzeltme yoluna başvurulmaması ve Anayasa Mahkemesine süresinde başvurulmaması kişilik haklarına saldırı sayılamayacağından manevi tazminat talebinin de reddi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı- karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu -
Davalının tonaj ihlali yapması ve sözleşmeyi süresinden önce haksız feshetmesinin sözleşmeye aykırılık halleri olarak gösterilebileceği, mahkemece, hem Sözleşmesinin 27.1/b maddesinde belirtilen genel cezai şarta, hem de eki olan 07.06.2004 tarihli Protokol'ün 2'nci maddesinde tonaj ihlaline yönelik belirtilen özel cezai şarta yönelik olarak davanın kabulüne karar verilmişse de, birden fazla cezai şart öngörülmesi halinde yalnız bir defa cezai şarta hükmedilmesi gerekirken aynı hususa ilişkin iki ayrı cezai şarta hükmedilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle mahkemece yapılacak iş, talebin cezai şartlardan hangisine yönelik olduğunun açıklattırılması olup, kararın bu yönden bozulmasına karar vermek gerekeceği- Tonaj ihlalinden doğan cezai şart talebi yönünden mahkemece, 07.06.2004 tarihli Protokol'ün 2'nci maddesi kapsamında Sözleşmenin yürürlüğü süresince ve Protokol'ün başlangıç tarihi olan 2004 yılından 05.09.2009 davalının son mal alım tarihine kadar geçen süre içerisindeki eksik alımlara ilişkin toplam 22.261,76 USD olarak hesaplanan 25.11.2013 tarihli bilirkişi heyet raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, ancak, tonaj ihlaline yönelik her yıl için ayrı ayrı ihtirazı kayıt konularak mal teslim edilmiş olmasının gerekeceği, somut olayın dayandığı veriler ışığında davacının tonaj ihlaline yönelik talebi yönünden son 1 yıl için cezai şarta hükmedilmesi gerekirken, tüm sözleşme süresince (2004-2009) cezai şarta hükmedilmesinin doğru olmadığı-
2. HD. 01.11.2024 T. E: 2023/7596, K: 8137
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi ile tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada; taşınmazın yapı kayıt belgesi alınmak suretiyle yasal hale getirildiği bu nedenle davanın reddine karar verileceği-
Dava, işveren mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir...
Off shore hesaplarına gönderilen mevduatın tahsili istemi- Davanın zamanaşımına uğramadığı hususu davacı yararına kesinleşmiş olup mahkemece, uyulan Yargıtay ilamı uyarınca değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yargılamanın geçirdiği aşamalar nedeniyle somut olaya uygulanması olanağı bulunmayan YİBHGK'nun 22.04.2022 tarihli ve 2021/7 E. ve 2022/2 K. sayılı kararı emsal alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemenin ... kararı ile asıl davanın kabulüne, TMSF'ye husumet yöneltildiği birleşen davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve asıl davada davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekilinin tüm temyiz ve karar düzeltme itirazlarının reddedilmesiyle birleşen davada verilen hüküm kesinleştiğinden birleşen davalı hakkında yeniden hüküm tesisi ile birleşen davalı yararına 9.200,00 TL vekalet ücreti taktirinin de hatalı olduğu-
Her ne kadar davalı şirket yöneticileri tarafından davacı adına imza atılmak suretiyle sahte belge düzenlendiği ceza mahkemesi kararı ile sabit olup şirketin feshi talebi için haklı sebep olarak değerlendirilmesi gerekir ise de eldeki davanın açıldığı tarih itibarı ile bu dava yönünden haklı neden oluşturmaz, ancak somut olayda şirket yönetiminde %50 pay sahibi olan ..............'ın 08.08.2016 tarihli e-mailinde davacıya hitaben "Canım keşke karın kadar delikanlı olabilseydin en azından o bana ağır küfür etti küçük ...... bir alkoliksin ve bence süper salaksın pazartesi avukatımla görüşeceksin bundan sonra sana bol şans bebeğim" şeklinde onur kırıcı söylemleri ve 30.07.2016 tarihli whatsapp yazışmalarına göre davacı ile yönetici ortak arasında cereyan eden bu durumun 6102 sayılı Kanun'un 531 inci maddesinde düzenlenen haklı nedeni oluşturduğunun kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.