Dernekler Kanunu uyarınca, derneğin feshine karar verilecek durumlar–
Taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan, protokol başlıklı ve davacının temyize cevap dilekçesinde imzalandığını kabul ettiği belgenin hukuki geçerliliği ve davacının alacak talebini etkileme durumu değerlendirilmeden katılma alacağı davası hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Haciz isteme hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir sene geçmekle düşeceğinden ve icra dosyasında ilk haciz talebi 14.12.2017 tarihinde yapılmakla, alacaklı tarafından süresinde haciz istendiğinden dosyanın işlemsiz kaldığından bahsedilemeyeceği, davalı alacaklı taşınmazlara haciz konulan 12.07.2019 tarihinden itibaren İİK 110. madde gereğince bir yıl içinde satış istememiş ve İİK 106. madde gereğince taşınmaz üzerindeki haciz kalkmış ise de davacı tarafın hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği 01.04.2021 tarihinde davalı alacaklı da taşınmazlara haciz konulmasını talep ettiğinden müdürlüğün hacizleri kaldırmadan yeniden taşınmazlara haciz koymasında usulsüzlük bulunmadığı-
İcra hakiminin, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebileceği, mazeretin kabulü halinde icra takibinin duracağı, aynı celsede alacaklının itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebileceği, bu taktirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli kararın verilebileceği-
Uyuşmazlık, davalının eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığı, haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır...
Türk Medeni Kanunu’nun 419/2. maddesinde gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebileceğinin, ancak kısıtlama kararının ergin olduktan sonra sonuç doğuracağının hükme bağlandığı-
4. HD. 25.04.2023 T. E: 2021/10080, K: 5536
Dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği- Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan son tutanak tarihi ile 19.12.2020 tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalının taşınmazı 2014 yılındaki 3. kişiye devrinin katılma alacağını azaltma kastıyla yapılmadığı kabul edilerek, davacı tarafın katılma alacağı talebi reddedilmiş ise de, boşanma dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarına göre, tarafların Ekim 2014 yılında meydana gelen tartışma sonrası ayrıldıkları, bu tartışmadan sonra yeniden bir araya geldikleri, 2015 yılının sonuna doğru yeniden anlaşmazlığa düştükleri ve ayrıldıkları, bu anlaşmazlık sonrası açılan boşanma davası sonrasında boşandıkları, davalının davacıyla Ekim ayındaki tartışmaları sonrasında, 11.11.2014 tarihinde taşınmazı 3. kişiye devrettiği, daha sonra boşanma davasından sonra 2018 yılında yeniden taşınmazı devraldığı dikkate alındığında, davalının davaya konu taşınmazı davacının katılma alacağını azaltma kastıyla devrettiğinin kabulü gerekeceği, buna göre, dosyadaki toplanmış veya toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının artık değere katılma alacağı talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kocanın evine ve eşine olan ilgisinin azaldığı ve davacı eşinin gerekli giderlerini karşılamadığı, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediği iddia edilerek; davacı için nafaka talep edildiğine göre, TMK'nun 196/1.maddesi gereğince; davacının geçinmesi için gerekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek; uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.