Sendikanın malvarlığı ile ilgili olarak korunması gerekli bir Hazine menfaati bulunmayacağından ve davada temsil kayyımı atanması istendiği hususu dikkate alınarak mahkemece adaylar arasından seçilecek bir kişinin kayyım olarak atanmasına karar verilmesi gerekirken, mahallin en büyük mal memurunun atanmasının doğru olmadığı-
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığı veya bu adrese tebligat yapılamadığı hususu tespit edilmeden doğrudan mernis adresine TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartılan tebligatın usulsüz olduğu- Beyanı alınan komşunun isminin tespit edilmediği veya o komşunun tesbitine elverişli hangi dairede oturduğu, bayan mı erkek mi olduğu gibi hususların tespit edilmediği yani komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmadığı anlaşıldığından, TK.'nun 21/1. maddesine göre de tebligatın usulsüz olduğu- Tebliğ tarihi itibariyle borçlunun tebligat yapılan adresinde oturmadığı kolluk memurlarınca tutulan tutanakla tespit edilmiş olduğundan ve Nüfus Müdürlüğünün yazısından borçlunun adresinin başka bir yer olduğu anlaşıldığından, borçluya gönderilen satış ilanı tebligatının birlikte sakin kaydıyla yengesine tebliğ edilmesinin TK' nun 16 . maddesine aykırı olduğu- Borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açabileceği, davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu- Dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazın paydaşlarından olan kimsenin adresinin tesbiti için Tapu Sicil Müdürlüğü'ne yazılan yazıya verilen cevapta adı geçenin ikamet adresinin bulunmadığının bildirildiği ve kimlik bilgileri konusunda herhangi bir bilgi verilmediği, ayrıca kolluk vasıtası ile yapılan araştırmada tapu paydaşı hakkında bir bilgiye ulaşılamadığı görüldüğünden, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun gereğince mahallin en büyük mal memurunun adı geçen paydaşa kayyım atanması için davacı tarafa dava açmak üzere süre verilmesi, atanan kayyım huzuruyla davaya devam olunması gerekeceği-
Mirasçıların sağ olup olmadıkları ve adreslerinin resmi daire ve müesseselerinden bu arada Nüfus İdaresi, Tapu Sicil Müdürlüğü, Askerlik Şubesi ile Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla zabıta birimlerinden tetkik ve tespit edilerek, belirlenecek duruma göre davalılara usulüne uygun tebligat yapılması, belirlenememesi halinde mirasçıların ve hazinenin menfaatlerini korumak için kayyum tayiniyle taraf teşkili yapıldıktan sonra yargılamaya devam edilip karar verilmesi gerekirken, mirasçılarla ilgili tahkikat yapılmadan, gazete ilanı yoluyla taraf teşkilinin sağlanmasının bozma nedeni olacağı-
Vekilin üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu- Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranışların esas alınması gerektiği- Vekilin vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altında olduğu- Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğünün daima mevcut olduğu- Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi,ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermeyeceği- Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekilin değinilen maddenin uyarınca sorumlu olduğu-
Vasiyetnamenin açılışını müteakip mirasta hak sahibi her birine, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneğinin tebliğ olunacağı, lehlerine karşılıksız kazandırma yapılan kimselerin ve mirasçıların adresleri belli değilse kendilerine vasiyetin ilanen tebliğ edileceği, sulh hakiminin, vasiyetnamenin kendisine teslimini müteakip gerekli koruma önlemlerini alacağı, olanak varsa ilgilileri dinleyerek yasal mirasçılara terekenin geçici olarak teslimine yahut resmen yönetilmesine karar vereceği-
Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi uyaranıca tapu iptal ve tescil istemi-
Davalılar için öncelikle mümkünse Tebligat Kanununun 10/2. maddesi gereği Mernis adreslerine, mümkün olmaması halinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesi ve Tebligat Kanununun 28. maddesinde yazılı tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden, resmi ve özel müessese ile dairelerden ve ayrıca zabıta marifetiyle araştırılarak, tespit edilen adreslerine gerekçeli karar ile davacı idarenin temyiz dilekçesi usule uygun tebliğe çıkartıldıktan; adreslerinin tespit edilememesi halinde ilânen tebligat yapıldıktan ve temyiz süresi de beklendikten sonra mahkemece karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazlar(parseller) hakkında verilen tescil kararları davacının Almanya'daki adresine usulüne uygun olarak tebliğ edilmek suretiyle kesinleştiği ve bu taşınmazlar yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği,2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. maddesinin 7. fıkrası uyarınca;harç ve vekalet ücretinin bedel tespiti davalarında öngörüldüğü şekilde maktu olarak belirlenmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve karşılıklı rıza gereğince davalıya ait 967 parsel üzerine yapılan yatakhanenin davalı tarafından yıkılması sonucu davacının zarara uğradığı iddiası ile tazminat istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.